Title: 2013 YARGITAY KARARI: BOŞANMADA AĞIR KUSURLU EŞE MANEVİ TAZMİNAT
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Aug 30
Rating: 4.5

Aşağıda kişilik haklarının ihlali nedeniyle taraflardan daha az kusurlu olan davalı – karşı davacı eş lehine hakkaniyete uygun ve tarafların sosyo-ekonomik durumları ile bağdaşır nitelikte manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken tarafların kusur oranlarının ilk derece aile mahkemesince eşit kabul edilmesi ve manevi tazminata hükmedilmemesi Yargıtay dairesince uygun görülmemiştir.

 

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Esas : 2013/808

Karar : 2013/13707

Tarih : 14.05.2013

 

KARŞILIKLI BOŞANMA DAVASI

ZİYNET ALACAĞI

BOŞANMAYA SEBEBİYET VERMİŞ OLAN OLAYLARIN KADININ KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI

TEŞKİL ETMESİ

MANEVİ TAZMİNAT

Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı- karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı- karşı davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

 

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; yargılama gideri, vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI

1-) Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacı-davalı kocanın birlikte yaşamaktan kaçındığı, güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği; davalı-davacı kadının da birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı kocanın ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de davalı-davacı kadının az da olsa kusurlu olması ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluşmuş bulunması nedeniyle verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olup, davalı-davacı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına (HUMK.md.438/son) karar vermek gerekmiş ve tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

2-) Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

3-) Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadın ın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

4-) Davalı-davacı kadının açmış olduğu ziynet alacağına yönelik dava reddedildiği halde, davacı-davalı koca yararına nisbi vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ

 Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle ( BOZULMASINA), bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ( ONANMASINA ),  oybirliğiyle karar verildi.

Av. Tuğsan YILMAZ