Title: TCK 225 - Hayasızca Hareketler Suçu
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 3
Rating: 5.0

Hayasızca hareketler suçu TCK’ nın 225.maddesinde genel ahlaka karşı işlenen suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişiler işbu madde uyarınca cezalandırılmaktadır.

Hayasızca Hareketler Suçu Oluşturan Eylemler

Hayasızca hareketler suçu seçimlik hareketli suçlar arasında yer almaktadır. Başka bir deyişle bahse konu suçun oluşması için alenen cinsel ilişkide bulunma ve teşhircilik yapma eylemlerinden herhangi birinin gerçekleşmesi yeterlidir.

Suçu oluşturan ilk eylem cinsel ilişkinin alenen gerçekleşmesidir. Bahse konu suçun oluşması için cinsel birleşmenin tamamen gerçekleşmiş olması şartı aranmamaktadır. Cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bahse konu suçun gerçekleşmesi için yeterlidir. Ancak aleniyet unsurunun gerçekleşmesi suçun oluşması bakımından zorunludur. Zira aleni olmayan cinsel birleşmeler hayasızca hareketler suçu kapsamında ele alınmamaktadır. Aleniyet kavramının sınırları ise gerçekleştiği koşullar itibarıyla fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasına bağlıdır.

Bahse konu suçu oluşturan bir diğer eylem ise teşhirciliktir. Kişinin cinsel tatmine ulaşabilmek için cinsel organını görmek istemeyen kişilere göstermesi teşhircilik eylemini oluşturmaktadır. TCK madde 225 kapsamında kişinin yalnızca cinsel organını göstermesi değil vücut bölgelerinin madde metniyle korunmak istenen amacı zedeleyecek şekilde sergilenmesi de teşhircilik niteliğindedir.

Hayasızca Hareketler Suçunun Benzer Suçlardan Farkı

Suç oluşturan eylemlerin sınıflandırılması ve suçun vasfının belirlenmesi aşamasında hayasızca hareketler suçu benzer suçlar ile karıştırılabilmektedir. Bu karışıklığı önlemek ve suçu doğru tayin etmek adına hayasızca hareketler suçunun benzer suçlarla farklarına dikkat etmek gereklidir.

Hayasızca hareketler ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçları ilk bakışta benzer gözükse de nitelikleri itibariyle birbirlerinden oldukça farklıdırlar. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda korunan hukuksal değer kişilerin hürriyeti iken hayasızca hareketler suçunda toplumun genel ahlakı korunmak istenmiştir. Bahse konu suçlar arasındaki bir diğer fark ise süreklilik hususundadır. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşabilmesi için eylemin tekrar etmesi şartı aranırken hayasızca hareketler suçu için tekrar şartı aranmamaktadır.

Hayasızca hareketler suçu ile karıştırılan bir diğer suç ise TCK madde 105/1’de yer alan cinsel taciz suçudur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus cinsel taciz suçunun bir kişiyi hedef alarak gerçekleştirilmesidir. Buna karşı hayasızca hareketler suçunda hedef alınan biri bulunmamaktadır. Bu hususla ilgili olarak Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2012 / 15101 E., 2014 / 9605 K. ve 09.09.2014* tarihli kararında da direkt olarak mağdura cinsel organını gösteren failin eyleminin hayasızca hareketler suçunu değil cinsel taciz suçunu oluşturduğunu belirterek mağdurun bahse konu suçlar bakımından ayırt edici olduğunu vurgulamıştır.

Hayasızca Hareketler Suçuna Teşebbüs

Hayasızca hareketler suçunun oluşabilmesi için gerçekleştirilmesi gereken icra hareketlerinin bölünebilmesi halinde teşebbüsten söz edilebilmektedir. Örneğin kişi hayasızca hareketler suçunu işlemek kastıyla hareket etmiş ancak aleniyet şartı gerçekleşmemişse bu durumda teşebbüsün varlığı kabul edilmelidir

Hayasızca Hareketler Suçunun Cezası

Hayasızca hareketler suçunu işleyen kişi altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Hayasızca Hareketler Suçunda Görevli Mahkeme

Hayasızca hareketler suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

 

*Bahsi geçen Yargıtay kararı Metni

T.C YARGITAY 14. Ceza Dairesi

Esas: 2012 / 15101 Karar: 2014 / 9605 Karar Tarihi: 09.09.2014

HAYASIZCA HAREKETLERDE BULUNMA SUÇU – SANIĞIN KAÇARKEN ARKASINI DÖNEREK PANTOLONUNUN FERMUARINDAN ÇIKARDIĞI CİNSEL ORGANINI MAĞDURA GÖSTERDİĞİ – EYLEMİN CİNSEL TACİZ SUÇUNU OLUŞTURDUĞUNUN GÖZETİLMESİ GEREĞİ

Özet: Hırsızlık amacıyla mağdurun ikametinin alt katında bulunan pencere korkuluklarından mağdurun ikametine doğru tırmanan sanığın mağdur tarafından fark edilmesi üzerine kaçarken arkasını dönerek pantolonunun fermuarından çıkardığı cinsel organını mağdura göstermek şeklindeki eyleminin cinsel taciz suçunu oluşturduğunun gözetilmesi gerekir.

(5237 S. K. m. 105, 225)

Dava: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenip gereği düşünüldü:

Karar: Mağdurun aşamalardaki samimi anlatımlarına, dosya içeriğine ve kabule göre, hırsızlık amacıyla mağdurun ikametinin alt katında bulunan pencere korkuluklarından mağdurun ikametine doğru tırmanan sanığın mağdur tarafından fark edilmesi üzerine kaçarken arkasını dönerek pantolonunun fermuarından çıkardığı cinsel organını mağdura göstermek şeklindeki eyleminin TCK nın 105/1. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturduğu halde, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK.nın 225. maddesinde düzenlenen hayasızca hareketlerde bulunma suçundan hüküm kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Av. Tuğsan YILMAZ

Ceza hukuku ile ilgili diğer yazılarımıza makaleler bölümünden ulaşabilirsiniz. Ceza davaları ile ilgili talepleriniz için 0212 343 24 95 ten bize ulaşabilirsiniz.