Title: Tutuklamaya Hangi Şartlarda Karar Verilir?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Jul 30
Rating: 5.0

Tutuklama ceza yargılaması tedbirlerinden biridir. Bu tedbirler delillerin karartılmamasını, ceza yargılamasının gecikmemesini ya da somut olaya uygun karar verildikten sonra bu kararın uygulanmasını sağlamaya yönelik tedbirlerdir. Zorlayıcı güçleri vardır bu nedenle kanunilik ilkesiyle yoğun bir bağ içindedir.

Tedbirlerin neler olduğu numerus clauses ilkesine göre kanunda tek tek sayılmıştır. Yargılama sürecinde şüphelinin ya da sanığın hazır bulundurulması, delillerin karartılmasının önlenmesi amaçlarını taşır. Bu fonksiyonları ile doğru bir hüküm verilmesine hizmet etmektedir.

Tutuklama da koruma tedbirlerinden birisidir. Tutuklama suçluluğu konusunda henüz kesin bir hüküm bulunmayan ama suçu işlediğine dair kuvvetli şüpheler bulunan kişinin özgürlüğünün CMK da sayılan şartlarla kaldırılmasıdır. Bunun için mutlaka hâkim kararı gerekir. Kuvvetli şüphe altındaki sanık tutuklanınca ‘tutuklu’ sayılıp ‘tutukevi’ ne konur.

Kişinin tutuklama kararının yerine getirilmesiyle tekrar özgürlüğüne kavuştuğu ana kadar olan süreye tutukluluk denir. Tutuklama koruma tedbiri olup bir ceza değildir, bir araçtır. Yargılama sonunda hükmedilecek hapis cezasının gerçekleşebilmesi için veya sair hukuki sebeplerle alınan bir tedbirdir. Şüphelinin veya sanığın ve delillerin denetim altına alınmasına yöneliktir. Şüpheli veya sanık konumunda olmayan kişilere karşı tutuklama tedbiri alınamaz. Tutuklama tedbiri geçicidir. Hüküm verilince ya da tutuklamaya neden olan tehlike sona erdiğinde tedbir kararı da ortadan kalkacaktır. Tedbirin haklılığına ilişkin tehlikenin durumuna kanuni tebbir ağırlaştırılabilir veya hafifletilebilir. Örneğin tutuklu bulunan şüpheli adli kontrol hükümlerine tabi olmak kaydıyla serbest bırakılabilir yahut tutukluluğun devamına karar verilebilir.

Ne Zaman Tutuklama Tedbirine Başvurulabilir?

Tutuklama tedbirine başvurulabilmesi için yargılamanın gerektiği gibi yapılamayacağına ilişkin somut olayda bir tehlike bulunması gerekir. Bu tehlike mevcut ya da muhtemel olmalı ve müdahale edilmezse zarar meydana geleceği açıkça belli olmalıdır. Örneğin kaçma ya da delilleri karartma şüphesi güçlüyse tehlike mevcuttur. Bu tehlike bir hakka yönelik olmalıdır. Ancak bir hakkın varlığının incelenmesi zaman alacağından ‘haklı görünüş’ ün varlığı yeterli sayılmıştır. Yani tutuklama kararını verecek makam görünüşte haklılık olup olmadığını inceler. İtiraz edilirse itiraz makamı da verilen kararı inceleyecektir. Görünüşte haklılığın bulunması için sanığın ya da şüphelinin suçu işlediğine dair kuvvetli belirtilerin bulunması gerekir. CMK 104 uyarınca tutuklama için sanığın suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe aranmasına; suç ağır cezalık olduğunda kaçma şüphesinin varsayılmasına, suçun karşılığı para cezası ise tutuklamaya başvurulamamasına öğretide ‘orantılılık’ denmektedir.

Tutuklamanın Şartları

Kişi özgürlüğü anayasada teminat altına alınmış, bunun ancak kanunla sınırlandırılabileceği kabul edilmiştir. Bu sınırlama ise kanunda belirli şartlara tabi tutulmuştur;

1-) Suçun işlendiğine yönelik kuvvetli bir şüphe bulunmalıdır. Tanık ifadeleri, parmak izleri, görüntüler, ses kayıtları gibi vasıtalarla kuvvetlendirilmiş şüphe olmalıdır.

2-) Tutuklama nedenlerinin somut olayda varlığı aranır.  Bunlar CMK 104’te sayılmıştır. Bu nedenlerden bulunması halinde tutuklamaya başvurmak zorunlu değildir.  Çünkü kural bunlara başvurmadan yargılamanın sağlanmasıdır.

a-) 6 aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarda tutuklama nedenlerinden biri kaçma şüphesi bulunan kişinin kaçmasının önlenmesidir. Hâkim bu şüpheyi değerlendirecektir. Delillerin karartılma şüphesi de bir başka tutuklama nedenidir. Suç izlerinin yok edilmesi, hükme etki edecek belgelerin tahrip edilmesi yahut tanıkların irade beyanlarının değiştirilme tehlikesi bu kapsamdadır. Bilirkişilerin etki altına alınması da bir başka tutuklama sebebidir.

b-) 6 aya kadar hürriyeti bağlayıcı cezalar gerektiren suçlarda tutuklama nedenleri; sanığın ya da şüphelinin ikametgâhının bulunmaması, sanığın kim olduğunun ispat edilememesidir.

3-) Açılan dava kamu davası olmalıdır. Kamu davasının duruşmasına gelmeyen sanık tutuklanabilir. Ancak şahsi davanın duruşmasına gelmeyen sanık hakkında bu tedbir uygulanmayacaktır.

4-) Yargılama için bir şart aranıyorsa bu şart gerçekleşmiş olmalıdır. Bu şart şikâyet, izin talep, müracaat olabilir.

5-) Sanığa veya şüpheliye teminat belgesi verilmemiş olmalıdır. Teminat belgesi bir suç için verilir ve ne için verilirse o suçtan tutuklanmayı engeller.

6-) Tutuklama kararı yalnızca hâkim tarafından verilir.

7-) Tutuklama kararı veren makamın sanığı tutuklayacak kolluğa yazılı emir vermesi gerekir. Bu yazılı emir yoksa tutuklama kararı infaz edilemez. Bu emirde sanık kimliği, fiil, suç, tutuklama nedeni ve itiraz hakkının bulunduğu gibi durumlar belirtilir.

Hâkimin tutuklama kararı vermesi takdirine bağlıdır. Kural sanığın tutuksuz yargılanmasıdır. Bu yüzden tutuklama kararının sıkı maddi ve usuli şartları bulunur. Bu şartlar bulunsa da hâkim tutuklama kararı vermek zorunda değildir. Tutuklamanın somut olayda ulaşılmak istenen amaç için gerekli ve elverişli olması gerekir. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmanın karşılığında elde edilmek istenen amacın bu feda edilen değere en azından denk yahut daha fazla olması gerekir. Sanığın el altında bulundurulması zorunlu değilse tutuklama tedbirine başvurulmamalıdır. Daha hafif tedbirlerle çözüm bulunabilir. Örneğin yurt dışına çıkmama yasağı gibi.

Tutuklama kararı veren hâkim bunun uygulanması için yazılı emri savcılığına gönderir. Savcılıksa kolluk vasıtasıyla yerine getirir. Savcılık atlanarak doğrudan kolluğa da emir gönderilebilir. Bir suç kapsamında birden çok şüpheli varsa hepsi hakkında ayrı ayrı karar çıkartılmalıdır.  Tutuklama konusunda harekete geçildiği kararı veren mahkemeye de bildirilir. Ayrıca tutuklama infazını gerçekleştirirken bu tutuklama müzekkeresi denen yazılı emri sanığa verip tebliğ eder. Sanık ilerde kesin hükümle mahkûm olursa tutukluluk süresi mahkûmiyetten mahsup edilir. Bu yüzden bu yazılı emire tutuklama tarihi tam olarak yazılmalıdır. Eğer bu müzekkere sanığa verilemiyorsa kolluk tutuklama nedenini ve suçlandığı olayı yazılı olarak bildirilmelidir. Eğer tutuklamanın amacına aykırı düşmüyorsa tutuklanma tutuklunun yakınlarına bildirilmelidir. Anayasaya göre tutuklanan sanık 48 saat içinde mahkeme önüne çıkartılır ve sorgulanır.  Burada sorgulamayı tutuklama kararını veren mahkeme yapacaktır. Sanığa yasal hakları hatırlatılır.

Tutuklama Kararına Karşı Ne yapılabilir?

Tutuklama kararına karşı kanun yolu açıktır. Bu kanun yolu da ‘itiraz’dır. Tutuklu yahut vekili tutuklama kararına itiraz edebilir. Bu itiraz içerisinde verilen tutuklama kararının neden hatalı bir karar olduğu, orantı olup olmadığı, başkaca bir tedbirin yeterli olup olmadığı ve tahliye gerekçesinin isnad edilen suç ve deliller ile birlikte değerlendirilmesi gerekecektir.

Yargılamanın her aşamasında tutuklanmanın gerekli olup olmadığı incelenmelidir. Çünkü tutukluluk geçici bir tedbirdir.  Bu inceleme resen veya sanığın talebiyle olabilir. Hazırlık soruşturmasında savcı 30 günlük sürede sulh ceza hâkiminden tutukluluğa gerek olmadığının incelenmesini isteyebilir.

Avukat Tuğsan YILMAZ
Merve ARABACI

Bir önceki yazımız olan Resmi Ve Özel Belgede Sahtecilik Suçları nda özel ve resmi evrakta sahtecilik suçlarının Türk Ceza Kanunu bakımından değerlendirilmesi, unsurları ve cezai müeyyide süreleri hakkında bilgiler verilmektedir.