Title: İŞVEREN VE ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN İŞÇİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Aug 7
Rating: 5.0

İŞVEREN KAVRAMI

4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 2. maddesine göre, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işçi ile aralarındaki ilişkide hukuken işveren olarak kabul edilmekte, işverenin haklarından faydalanmakta ve yükümlülükleri nedeniyle sorumlu tutulmaktadırlar. 

ALT İŞVEREN KAVRAMI

4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 2. maddesine göre, bir işverenden iş yerinde yürüttüğü asıl işin bir bölümünde veya mal ya da hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde işletmenin ve/veya işin mahiyeti icabı teknolojik nedenlerle ve uzmanlık gerektiren işlerde iş alan gerçek kişi veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kamu kurum ve kuruluşlarına alt işveren denmektedir.

İşveren ve alt işveren ilişkisinden bahsedebilmek için; alt işverenin işçilerini sadece asıl işverenden aldığı iş nedeniyle ve işin mahiyetinin uygun düşmesi mukabilinde asıl işverene ait işyerinde çalıştırıyor olması gerekmektedir. 

İŞVEREN-ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN UNSURLARI

1-) Asıl işverene ait işyerinin ve asıl işverenin çalışmakta olan işçilerinin bulunması,

2-)İşin asıl işverenin işyerinde yapılması ve alt işverenin işçilerinin sadece asıl işverenin işyerinde çalıştırılması,

3-)Alt işveren tarafından yapılan işin mahiyeti icabı uzmanlık gerektiren bir iş olması,

4-) Mal veya hizmet üretiminde asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde alt işverence işçi çalıştırılıyor olması,

5-) Alt işverenlik yönetmeliğinde düzenlendiği üzere asıl işveren ile alt işveren arasındaki alt işverenlik sözleşmesinin yazılı olarak yapılması gerekmektedir.

ALT İŞVERENE VERİLEBİLECEK İŞLER NELERDİR?

Bir işyerinde ‘’mal ve hizmet’’ üretimine ilişkin işler alt işverene verilebilir. Mal ve hizmet üretimine girmeyen işlerin 3. şahıs, kurum ve kuruluşlara verilmesi durumunda asıl işveren ve alt işveren ilişkisinden söz edilemeyecektir. Mal ve hizmet üretimine ilişkin işler asıl iş ve yardımcı iş olarak ikiye ayrılmaktadır. Bir işin niteliği icabı doğrudan üretim ağında yer almaması durumunda yardımcı iş olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bir işyerinde temizlik, yemek, taşıma, bakım ve onarım, güvenlik vb. işler mal veya hizmet üretimi olarak kabul edilmediğinden alt işverene verilebilir. Örneğin sabun üretimi yapılan büyük bir fabrikada güvenlik firması aracılığıyla eğitimli ve uzman güvenlik personeli çalıştırılması durumunda fabrika yönetimi asıl işveren, güvenlik firması yönetimi ise alt işveren konumunda olacaktır.

ASIL İŞVEREN-ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNDE İŞÇİYE KARŞI SORUMLULUK

Asıl işveren ve alt işveren, işçi-işveren ilişkisi nedeniyle işçiye karşı tek tek ve aynı derecede, müteselsilen sorumludur. İşçi kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, diğer işçi alacakları, iş yeri güvenliği eksikliği nedeniyle maluliyet ve haksız nedenle iş akdi feshi vb. nedenlerle alt işverene başvurabileceği gibi asıl işverene de doğrudan başvurabilir.  İşçilerin işçilik haklarının ödeyen asıl işveren, hukuka uygun olarak düzenlenen alt işverenlik sözleşmesi gereğince ödediği miktarın tamamının faizi ile ödenmesini rücu hakkını kullanarak alt işverenden talep edebilmektedir. Alt işverenlik sözleşmesinde rücu ile ilgili düzenleme bulunmadığı takdirde 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’ nun müteselsil sorumluluk ve rücu hakkı ile ilgili maddeleri uygulanır. Belirtmekte fayda vardır ki, asıl işveren ile alt işveren arasında muvazaanın söz konusu olmadığı durumlarda asıl işverenin sorumluluğu alt işveren işçisinin asıl işverenin işyerinde çalıştırıldığı süreyle sınırlıdır.

İşveren tarafından muvazaalı işlem yapılmasını önlemek ve işçiyi mağdur etmemek amacıyla 4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 2. maddesinin 7. fıkrasında asıl işveren ve alt işveren arasındaki ilişki sınırlandırılmış ve yaptırıma bağlanmıştır. Asıl işveren tarafından istihdam edilen işçiler işten çıkartılmak suretiyle alt işveren tarafından istihdam edilemez. Oysaki günümüzde bazı işverenlerin işçiyi işten çıkartılmış olarak göstermek suretiyle alt işverenin işçisi gibi çalıştırması ile sıkça karşılaşılmaktadır. İşçinin haklarının kısıtlanması amacıyla muvazaalı bir biçimde alt işveren tarafından istihdam edilmesi durumunda işçi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi olarak kabul edilir. Ayrıca iş sözleşmesi herhangi bir şekilde sona eren işçi işyerinde alt işveren sıfatıyla da bir iş üstlenemeyecektir. Aksi takdirde bu işlem de muvazaalı olarak kabul edilecektir.

Kanun lafzında ‘genel olarak’ ibaresi bulunması nedeniyle muvazaa hallerinin tahdidi(sınırlayıcı) olarak belirtilmediği açıktır. Bu nedenle kanunda belirtilen haller dışında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının iddia ve ispat edilebilmesi mümkün olmaktadır.

‘’İş hukuku kapsamında işçi ve işveren arasındaki hukuki ihtilaflar nedeniyle kanun yollarına gidilmesi ve/veya kurumlar için danışmanlık hizmetlerimiz ile ilgili detaylı bilgi için iletişim bilgilerimizden bizimle irtibata geçebilirsiniz.’’

Av. Tuğsan YILMAZ