Title: Reddi Miras
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Jun 26
Rating: 5.0

Miras konusunun toplum algısı her ne kadar ölümden sonra mirasçılara kalan malvarlığı ile ilgili olsa da ölenin malvarlığı her zaman mirasçıları pozitif olarak etkilemeyebilir. Bu makalemizde miras bırakanın borca batık mirasının akıbetini inceleyeceğiz.

Müteveffanın (ölen kimse) ardında bıraktığı malvarlığı hukuk terminolojisinde tereke olarak adlandırılmaktadır. Tereke içerisinde miras bırakanın alacakları, taşınır ve taşınmaz malları, hakları ve borçları girmektedir. Tereke içerisinde mevcut borçlar miras bırakanın alacakları ve mallarından fazla ile tereke borca batık sayılır. Müteveffanın ardından kalan mirasçılar işte bu borca batık terekeyi reddedebilirler. Ayrıca mirasçı ile müteveffa arasında yaşanan kişisel problemler de mirasın reddine gerekçe oluşturabilir.

Mirasın reddi hususu Medeni Kanunu’nun 605 vd. maddelerinde işlenmiştir. Kanun sistematiği içerisinde öncelikle yasal ve sonradan atanan mirasçılara reddi miras hakkı tanınmıştır. Bazı durumlarda kanun herhangi bir davaya veya irade beyanına kalmadan mirasın otomatik olarak reddedilebileceğini hükme bağlamıştır. Buna göre eğer terekenin borca batık olduğu açıkça tespit ediliyorsa mirasçıların herhangi bir işlem yapmalarına lüzum kalmadan mirası reddetmiş sayılırlar. Bu hal dışında kalan diğer ret durumlarında kanun mirasçılara red için 3 aylık bir süre vermiştir. Bu süre genel olarak miras bırakanın ölümünden itibaren başlar. Ancak mirasçıları bu haklarını başka bir tarihte öğrenmişler ise bu tarihi ispat etmek kaydıyla süre öğrenme tarihinde itibaren başlayabilir.

Bazı hallerde reddi miras yapacak kişi bu hakkını kullanamadan ölmektedir. Bu durumda reddi miras hakkı; bu hakkını kullanamadan ölen kişinin mirasçılarına kalmaktadır.

Reddi miras sulh hukuk mahkemesine yazılı veya sözlü bir beyan ile yapılabilir. Burada mirasçılar müteveffanın ölüm yeri veya ölenin son ikametgah yer mahkemesine başvurabilirler. Reddi miras için herhangi bir sebep belirtme zorunluluğu söz konusu değildir. Ayrıca reddi miras herhangi bir kayda veya şarta bağlanamaz. Örnek vermek gerekirse “Şu ev satılmazsa eğer reddi miras yapacağım.” şeklinde bir beyanın geçerliliği bulunmamaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse mirasçı reddi miras hakkının olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde herhangi bir sebep öne sürmeden reddi miras talebinde bulunabilir. Böyle bir beyan ileri sürülmez ise kişi mirası kabul etmiş sayılır. Usule uygun red beyanında bulunan kimseye bu husus ile ilgili bir evrak verilir ve durum müteveffanın miras kütüğüne işlenir.

Burada değinmek istediğimiz başka bir hususta mirasçı eğer mirası reddetmeye ilişkin bir beyan öne sürmeden miras ile ilgili tasarruflarda bulunmuşsa; örneğin miras bırakanın alacaklarını tahsil etmiş ise artık mirası reddetmesi mümkün değildir. Ancak burada acil işlerle ilgili bir istisnadan bahsetmekte fayda var. Miras ile ilgili yapılması zaruri, ivedi ve faydalı işlemleri yapanların mirası kabul ettikleri varsayımında bulunulamaz.

Miras en yakın bütün mirasçılar tarafından reddedilmişse artık mahkeme müteveffanın mirasının basit iflas usulüne göre tasfiyesine karar verebilir. Tasfiye neticesinde arta kalan bir malvarlığı değeri olursa bu değer sanki reddetmemişler gibi mirasçılara payları oranında dağıtılır.

Av. Halil İbrahim ÇELİK

Bir önceki Miras Hukuku yazımız Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı) Nedir? i okudunuz mu?

Miras Hukuku ve Miras Davaları ile ilgili bilgi ve randevu için iletişim kısmında yer alan bilgilerimizden bize ulaşabilirsiniz. Av. Tuğsan YILMAZ