Title: UEFA KARARLARININ SPOR HUKUKU AÇISINDAN YORUMU
Reviewed by Av.Tuğsan YILMAZ on Jul 16
Rating: 5.0

Futbol kamuoyumuzda 3 Temmuz Süreci olarak adlandırılan ve birden fazla futbol takımı yöneticisinin şike ve teşvik suçlarından yargılandığı ve temyiz sürecinin devam ettiği davada UEFA, ilk derece yargılamasını yaparak futbol takımlarımıza maddi ve manevi sonuçları çok ağır olan cezalar verdi. Yapılan duruşma neticesinde Beşiktaş JK 1 yıl, Fenerbahçe SK ise 2+1 yıl Avrupa Kupaları’ ndan men edildi. Ömür boyu futboldan men edilmesi talep edilen yönetici ve antrenörlerin ise ceza oranlarının belirlenmesi için ek rapor talep edildi. Bu ek rapor talebi şahısların cezalarının belirlenmesi amacıyla UEFA tarafından istenmiş olup şahısların ceza almayacağına ilişkin bir ipucu içermemektedir.

UEFA tarafından yargılaması yapılan bu süreç, 3 Temmuz 2011 tarihinde başlamış olup İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2 Temmuz 2012 tarihinde verdiği karar ile ilk derece yargılaması açısından neticelenmiştir. Temyiz süreci devam eden yargılamada kendi soruşturmasını yürüten TFF bu soruşturmayı adeta yüzüne gözüne bulaştırarak olayın bu boyuta gelmesine neden olmuştur.

Şike, teşvik ve doping konularında UEFA sıfır tolerans ile hareket etmektedir. UEFA nezdinde teşebbüs dahi en ağır yaptırımların uygulanmasına neden olmaktadır. Basit bir örnek vermek gerekirse bir futbolcunun doping muayenesinden kaçması dahi doping yapması ile eş tutulmuş ve minimum 6 ay futboldan uzaklaştırılması yaptırımına bağlanmıştır. UEFA’nın bu konularda sıfır toleransla hareket etmesi süreçte TFF ve kulüplerimiz açısında algılanamamıştır. UEFA sürecin başından itibaren öncelikle TFF’nin kendi soruşturmasını yapmasını istemiş ve bu soruşturmanın neticelenmesini beklemiştir. Bundan cesaret alan TFF Futbol Disiplin Talimatı’nın 58. maddesini değiştirerek UEFA’nın kabul etmeyeceği “Şikenin ancak sahaya etki halinde cezalandırılması” ilkesini getirmiştir. Bu ilke Sayın Başbakanımız tarafından da UEFA Genel Kurulu’nda dile getirilmiş ancak o dönem UEFA Başkanı Platini ile Genel Sekreteri İnfantino tarafından mevzuat gerekçe gösterilerek dikkate alınmamıştır. TFF tarafından yürütülen soruşturma neticesinde şikenin sahaya etki etmediğinden bahisle hiçbir kulübümüze ceza verilmemiştir. Tabii bu arada Etik Kurulu’nun iki farklı rapor verdiğini de hatırlatmakta fayda var.  Bu karar üzerine devreye giren UEFA TFF’den mahkeme kararlarıda ekli olmak üzere bütün dokümanları “Türkçe” olarak talep etmiştir. Bu dokümanların çevirisini kendi üstlenen UEFA’nın sırf bu hareketi dahi TFF’ye güvensizliğini göstermektedir. UEFA tarafından yürütülen soruşturma ve yapılan duruşma neticesinde yukarıda belirttiğimiz yaptırımlar ortaya çıkmıştır.

TFF ve olaya dahil kulüplerimiz açısından içler acısı şekilde yönetilen sürecin ardından böyle bir neticenin ortaya çıkması biz Spor Hukukçuları açısından sürpriz olmamıştır. Zira Türkiye’de İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin verdiği karardan sonra adeta böyle bir olay yaşanmamış gibi hareket edilmiş ve olay hasır altı edilmeye çalışılmıştır. Ancak UEFA kararlarının biraz takip eden bir sporsever dahi UEFA’ nın böyle bir şeye izin vermeyeceğinin farkındadır. Burada Spor Hukuku açısından tartıştığımız kararların doğruluğu veya yanlışlığı değildir zira henüz açıklanan bir gerekçeli karar yoktur. Burada belirtmek istediğimiz futbol takımlarımızın ceza almasında yapılanların yanı sıra sürecin şark kurnazlığı ile yönetilmeye çalışılmasının da etkisinin büyük olduğudur.

UEFA tarafından Fenerbahçe SK’ ya verilen 2+1 yıllık cezanın uygulanmasında belirtmek istediğimiz bir nokta da aslında verilen ceza 2+1 değil 3+1 yıl olduğudur. Zira Fenerbahçe SK şampiyon olduğu 2010-2011 yılından sonra UEFA kararı ile Şampiyonlar Ligi’ nden men edilmiştir.  Normal şartlarda bu hususunda verilecek cezadan mahsup edilmesi gerekmektedir. Buna rağmen UEFA’ nın verdiği kararda bu konuya değinilmemesi mahsubun yapıldığını varsayımına ulaşmamızı düşündürtmektedir. Ancak mahsup yapılmaması gibi bir bariz hata mevcutsa bu hususa da derhal dikkat çekilmesi gerekmektedir.

UEFA’nın 25.06.2013 tarihinde verdiği karara kulüplerimiz 3 gün içerisinde itiraz edebilirler. UEFA Tahkim Kurulu biran önce bu itirazı değerlendirerek yeni bir duruşma günü kararlaştıracak ve tahmin etmek gerekirse 15 Temmuz haftasında bir karar verilecektir. UEFA Tahkim Kurulu’nun Fenerbahçe SK’ nın 2011 yılında Şampiyonlar Ligi’ nden men edilmesini de dikkate alarak Fenerbahçe SK’ya verilecek cezada bir indirime gideceği kanaatindeyim. Tahkim Kurulu kararının ardından ise kulüplerimizin başvurusu halinde CAS süreci başlayacaktır.

Av. Halil İbrahim ÇELİK

‘’Spor Hukuku hakkında detaylı bilgi için iletişim butonunda yer alan iletişim bilgilerimizden bizimle irtibata geçebilirsiniz.’’ Av. Tuğsan YILMAZ