Title: TRAFİK HUKUKU AÇISINDAN TRAFİK KAZASI KAVRAMI
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Oct 3
Rating: 5.0

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi’ne göre trafik kazası “Karayolları üzerinde bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olaydır.” Trafik kazaları ülkemizde her yıl binlerce insanın canına mal olmaktadır. Gerek sürücü hataları gerek yolların durumu gerekse dikkatsiz yayalar her yıl yüzlerce kazaya sebebiyet vermektedir. Karayolları Trafik Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Borçlar Kanunu bu konuda ağır yaptırımlar öngörse de bu yaptırımların hiçbiri bu kazaların önüne geçememekte ve maalesef binlerce kişi ciddi zararlara uğramaktadır. İşte burada bu tür kazalardan kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini sorunu ortaya çıkmaktadır.

Trafik kazası geçiren kişiye uğradığı zararı tazmin için hukuk sistemimiz ciddi imkânlar tanımışsa da vatandaşlarımız bu hakların varlığından dahi haberdar değillerdir. Uğranılan trafik kazası sonucu zarara uğrayan şahıs bu zararın tazmini için önemli imkânlara sahiptir. Örnek vermek gerekirse gece vakti ışıklandırması olmayan bir yolda ilerleyen sürücü uyarı tabelası olmayan köprü, kavşak vb. bir durumla karşılaşır ve kaza geçirip bir zarara uğrarsa bu zararını devletten tazmin edebilir. Zira devletin bu tür yollarda gerekli uyarı levha ve tabelalarını koymak gibi ciddi bir yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğüne uymayan İdare (devlet) vatandaşa tazminat ödemekle yükümlüdür. Bu husus birçok yüksek mahkeme kararı ile de sabittir. Örnekten de anlaşıldığı gibi trafik kazasında zarar tazmini için karşılıklı iki kişinin kaza geçirmesine lüzum yoktur. Devletin bu tür eksiklikleri sonucu kazaya uğrayan şahıs dahi zararını tazmin edebildiğine göre her gün onlarca alkollü, agresif, acemi, dikkatsiz sürücü veya yayanın neden olduğu kazalardan oluşan zararların tazmini çok daha anlaşılabilir olmaktadır.

Ölümlü trafik kazalarında zarara uğrayanların talep edebilecekleri tazminatların neler olduğu kanunda açıkça zikredilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi’ne göre “Ölüm halinde ölenin mirasçıları; cenaze giderlerini, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderlerini ve ölenin desteğinden yoksun kaldıkları miktarı tazminat olarak talep edebilirler.” Kanuna göre ölüm halinde tazmin edilebilecek zararlar 3 başlık altında toplanmıştır. Bu başlıkları biraz açarsak;

1- Cenaze Giderleri: Ölümlü trafik kazalarında ölenin mirasçılar ölümden dolayı ortaya çıkan cenaze masraflarını kazaya sebep olan kişi veya kurumlardan talep edebilirler. Bu cenaze masrafları için defin masrafları, cenazenin bir yerden başka bir yere taşınması vs. gibi zararlar girmektedir.

 2- Ölüm Hemen Gerçekleşmemişse Tedavi Giderleri: Ölümlü trafik kazalarında ölüm hemen gerçekleşmemiş ve kazaya uğrayan kişi hastanede bir dönem tedavi görmüş ve ardından ölmüşse bu süreçte yapılan tedavi giderleri kazaya sebep olan kişi veya kurumlardan talep edilebilir. Bu masrafların içine hastane masrafları, ameliyat masrafları ve ilaç masrafları girmektedir.

3- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Ölümlü trafik kazalarından ölen şahsın mirasçıları kazaya uğrayan kişiden gördükleri destek oranında kazaya sebep olan kişi veya kurumlardan tazminat talep edebilirler. Örnek vermek gerekirse bir aile babasının geçirdiği kaza sonucunda ölmesi halinde bu şahsın maaşı ve ortalama yaşam süresi dikkate alınarak bir tazminata hükmedilir. Ölen şahsın mesleki nitelikleri, yaşı ve yaptığı iş bu tazminatın belirlenmesinde ciddi bir önem arz etmektedir. Olayı daha da somutlaştırırsak 40 yaşında ve aylık 1.500,00 TL geliri olan bir şahsın trafik kazası neticesinde ölmesi halinde ortalama yaşam süresi 65 olarak alınır ve bu şahsın ailesine 25 yıl daha bakabileceği varsayılarak 25 yıllık süre için bir tazminata hükmedilebilir. Bu tazminatı ölenin ailesi talep edebileceği gibi ölenle hiçbir bağlantısı olmayan 3.şahıslar dahi ölenin desteğini aldıklarını ispatlarlarsa bu tazminatı talep edebilirler. Çocuk ölümlerinde de ölen çocuğun ailesi kazaya sebep olan kişi veya kurumlardan destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Bu tazminat belirlenirken çocuğun ileriki dönemlerde ailesine yapacağı katkı göz önüne alınarak bir tazminata hükmedilir.

Türk Borçlar Kanunu’nda bahsedilen ve yukarıda açıkladığımız zararlar maddi tazminat kapsamında olup ayrıca birde manevi tazminat hususu vardır. Ölenin ailesi ölümden dolayı içine düştükleri acı, keder, ızdırap ve elemden dolayı uğradıkları manevi zararları kazaya neden olan kişi veya kurumlardan talep edebilirler. Ölenin ailesi ve yakınlarının için düştükleri bu acının bir nebze olsun hafiflemesi için manevi tazminat kurumu öngörülmüştür. Manevi tazminat kurumunda zarar belirlenirken kanun koyucu hâkime geniş bir takdir yetkisi vermiştir. Hâkim olayın özelliklerini, ölenin ve ailesinin sosyo-ekonomik durumlarını, kazanın ve ölümün aile üzerindeki etkisini göz önüne alarak bir tazminat belirler.

Av. Halil İbrahim ÇELİK – Av. Tuğsan YILMAZ