Title: Ceza Hukukunda Tahkikatın Genişletilmesi ve Derinleştirilmesi
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 10
Rating: 5.0

Ceza yargılamasının soruşturma ve kovuşturma evrelerinde delillerin toplanması, tartışılması, değerlendirilmesi ile birlikte maddi gerçeğe ulaşma amacıyla hareket edilmekte, suç işlediğinden bahisle kişinin cezalandırılması amaç değil amaca ulaşılması neticesinde ortaya çıkan beraat yahut mahkumiyet sonuçlarından birisi olmaktadır. Bu kapsamda yargılamanın temeli kişileri değil vakıaları ve bu vakıaların değerlendirilmesi ile ulaşılan gerçekleri baz almaktadır.

Ceza mevzuatımızla amaçlanan uygulama ile mevcut uygulamadan kaynaklı bazı farklılıklar olabilmektedir. Soruşturma evresinde savcılık kanalıyla yapılacak derinlemesine araştırma ve delillerin toplanması fail hakkında iddianame düzenlenmesini dahi gerektirmeksizin kovuşturmaya yer olmadığı kararı (kyok) verilmesi neticesini doğurabilecek iken, bir kısım delillerin toplanmasının iddianamenin düzenlenmesi açısından yeterli görülmesi ile iddianame düzenlenmesi, iddianamenin kabulüyle yargılamanın başlaması ve ortaya çıkan, soruşturma aşamasında araştırılmayan sanık lehine delillerin araştırılması ile beraat kararı verilmesi yargı mercilerine ek iş külfetinden, yargılama giderlerinin hazine üzerine bırakılmasından başka bir netice doğurmamaktadır.  Hatta tutuklu yargılanan sanığın beraat etmesi devletin haksız tutuklama nedeniyle tazminat davası ile karşı karşıya kalmasına dahi sebep olmaktadır.

Teoride sanığın yahut müdafiinin(avukatının) delilleri toplama, suçsuzluğu ispat etme gibi kanuni külfetleri bulunmamaktadır. Zira yadsınamaz, şüpheye yer bırakmayan deliller ile sanığın suç işlediği ispat edilemiyorsa “suçsuzluk karinesi” ve “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” gereği sanığın mahkumiyetine karar verilememektedir. Oysaki uygulamada sanık suçu işlemediği üzerine deliller bulmaya ve mevcut itham ve isnadlar karşısında neden ve nasıl suçu işlemediğine yargıyı inandırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle doktrin ve ceza hukuku uygulaması kimi zaman çelişmektedir. Örneğin soruşturma aşamasındaki ifade sürecinde şüphelinin susma hakkını kullanması, susmanın ikrardan kabul edilemeyeceği öğretide net vurgulanmış olsa da, kimi zaman şüpheli aleyhine sonuçlar doğurmaktadır.

Tevsi-i Tahkikat

Tevsi-i tahkikat, yargılama süreci sırasında gelinen aşamada yeni delil ikame edilmesinin zorunlu bir durum alması nedeniyle tahkikatın genişletilmesi ve derinleştirilmesi anlamına gelmektedir. Ceza davası aşamasından önce veya dava sürecinde toplanmış, olgunlaşmış tüm delillerin yargılamanın seyrini getirdiği noktada araştırılacak başkaca hususların bulunduğunun ortaya çıkması nedeniyle mahkemece bu delillerin de esas hakkındaki savunma öncesi açıklanmak suretiyle toplanması talebi tevsi-i tahkikat talebini oluşturmaktadır. Tevsi-i tahkikat taleplerinin duruşmadan önce ve kanuni süresi içerisinde yazılı olarak sunulması, gerekçelerin ve taleplerin detaylı olarak belirtilmesi ve duruşmada sözlü olarak da izah edilmesi faydalı olacaktır. Tevsi-i tahkikat talebi sadece sanık müdafii tarafından değil savcı tarafından da ileri sürülebilir.

Ceza yargılamalarında ceza avukatı ile temsil kural olarak zorunluluk olmamakla birlikte tercihtir. Kanunen zorunlu olan istisnai durumlarda ise ceza avukatı ile temsil edilmeseniz dahi mahkemece baro tarafından müdafii atanmasına karar verilmektedir. Bahsi geçen tevsi-i tahkikat talepleri sanık yahut varsa müdafii tarafından da yapılabilir.

Avukat Tuğsan YILMAZ
0212 343 24 95