Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Aug 26
Rating:
Anlaşmalı boşanma davası Türk Medeni Kanunu’ nun 166. maddesinin 3. fıkrasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının bir türü olarak düzenlenmiştir.
Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’ nda belirtilmiş olan şartların varlığı aranmaktadır. Bu şartlar;
1-)Anlaşmalı boşanma istemiyle dava açılabilmesi için tarafların evlilikleri en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.
2-)Anlaşmalı boşanmak isteyen taraflar evlilik birliğini sona erdirmek için her konuda mutabık kalmalıdır. Diğer bir deyişle, taraflar mal paylaşımı ve çocuğun velayeti hususları konusunda ortak karara varmış olmalıdır. Ortak karara bağlanmış olan hususların açık bir biçimde protokole bağlanmış olmasının mahkeme nezdinde fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.
3-)Anlaşmalı boşanma davası taraflarının duruşma gününde mahkeme huzurunda hazır bulunması şarttır. Zira hâkim protokolde mutabık kalan tarafların iradelerini duruşma esnasında da beyan etmelerini isteyecektir. Taraflardan birinin dahi duruşma gün ve saatinde mahkemede hazır bulunmaması durumunda anlaşmalı boşanma davası karara bağlanamayacaktır.
‘’Taraflardan birinin mutabık kalınan hususları beyanla yahut ilk celsede doğrulamaması veya inkar etmesi nedeniyle anlaşmalı olarak açılan boşanma davası çekişmeliye dönecek ve taraflar boşanma nedeni olarak gösterdikleri hususlara ilişkin delillerini ve tanıklarını mahkemeye bildirmek, celp edilmesi istenen deliller için mahkemeden talepte bulunmak zorunda kalacaklardır. Hukuk muhakemeleri kanununda yer alan düzenlemeler ile aşağıda yer alan Yargıtay kararındaki karşı oy yazısında olduğu gibi dava konusu ıslah bir defaya mahsus olmak üzere mümkün olabilecektir.’’
Aşağıda örnek olarak belirttiğimiz 2013 tarihli Yargıtay kararında anlaşmalı boşanma davasının yerel mahkemece reddi ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ nin bozma kararı değerlendirilmiştir. Salt uzlaşma olmadığı, iddiaları kanıtlar nitelikte dosyada delil bulunmadığı ve tahkikatı gerektirecek bir durum bulunmadığı gerekçesi ile verilen red kararı Yargıtay tarafından kabul görmemiştir.
YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Esas : 2012/25321
Karar : 2013/10648
Tarih : 15.04.2013
ANLAŞMALI BOŞANMA
ANLAŞMALI BOŞANMA DİLEKÇESİNDEKİ İMZAYA İTİRAZ
TMK.166
HMK.119, 140
Davacı davasını anlaşmalı boşanma talepli olarak açmış; ancak; davalı cevap dilekçesinde boşanma hususunda uzlaşma olmadığını, dava dilekçesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Bu suretle davanın çekişmeli hale geldiği (TMK.md.166/1-2), mahkemece ön incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmiştir.
DAVA VE KARAR
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI
Dava, 29.06.2012 tarihinde ikame edilmiştir. Davacı davasını anlaşmalı boşanma talepli olarak açmış; ancak; davalı cevap dilekçesinde boşanma hususunda uzlaşma olmadığını, dava dilekçesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Bu suretle davanın çekişmeli hale geldiği (TMK.md.166/1-2), mahkemece 04.09.2012 tarihinde ön incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verildiği, ön inceleme için duruşma günü tespit edilerek, bu duruşma günü taraflara bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı koca ve davalı vekili, 04.09.2012 tarihli “ön inceleme” duruşmasına gelmişler, bu oturumda tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlarla ilgili tespit yapılmış ancak dava dilekçesinin HMK 119/1-e, 1-f, 1-g maddesinde yazılı unsurları taşımadığı ve davacının dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kanıtlamaya yarar delil sunamadığı, tahkikatı gerektiren bir husus olmadığı gerekçesiyle dava sübut bulmadığından reddedilmiştir.
Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK.md. 140/3) göre mahkemece, taraflara dilekçelerinde dayandıkları, ancak somutlaştırmadıkları delillerini açıklaması, tanık deliline dayanılmakla tanık listesi verilmesi, gösterdikleri tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için kesin süre verilerek sonucuna göre hareket edilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeden davanın neticeye bağlanması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ
Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), kadının temyiz isteğinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olup; davacı 29.6.2012 tarihli dava dilekçesi ile anlaşmalı boşanma talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde herhangi bir vakıaya dayanmamış, delilde bildirmemiştir. Davaya Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli olarak devam edeceğine ilişkin usulüne uygun yapılmış bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Mahkemenin red gerekçesi bu sebeple doğru olup kararın onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyoruz.
Yorum yap