Title: Aşırı borçlanmak boşanma nedeni olabilir!
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Jun 13
Rating: 5.0

Tarih sahnesi boyunca toplumlarda her zaman ehemmiyetini muhafaza eden bir nosyon olarak ekonomi, esasen bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemede önemli bir etken olmakla birlikte temelinde üretim, dağıtım ve tüketim olgularını barındırmasının yanı sıra toplum üzerinde yarattığı tabakalaşmayla birlikte bireylerin hayat standartları üzerinde doğrudan tesir eden bir sosyal kurum olarak kabul edilmektedir. Dünya ekseninde karşılaşılan en kritik sorunlardan biri olan ekonomik problemler, beraberinde işsizlik, adalet yoksunu gelir dağılımları, yetersiz ücret ve maaşlar gibi hususları da bünyesinde barındırmakla birlikte ekonomik sorunlar, başta bireyin psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açmasının yanında uygulamada görüldüğü üzere çoğu zaman boşanmaları tetikleyen aile içi sorunlar ve sosyal çevrede vuku bulan sosyal ilişkilerde çeşitli problemlere neden olmaktadır. Toplum bünyesinde meydana gelen ekonomik sıkıntılarla birlikte toplumun en temel birimi olan aile müessesesi ve dolayısıyla da evlilik kurumu birlikte değerlendirildiğinde, şayet eşlerin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri kapsamında mevzubahis olan eşlerin birbirine destek olma ve hayat akışı karşısında karşılaşılan sorunlarla birlikte başa çıkma sorumluluklarının bilincinde olmamaları ihtimalinde, ekonomik problemler neticesinde vuku bulan sorunların diğer eş için müşterek hayatı çekilmez kıldığı ve netice olarak da bir çok evliliğin sonunu getirdiği sıklıkla görülmektedir. Misal olarak sürekli kumar oynayan, aşırı borçlanması ve neticesinde de eve haciz gelmesine yol açan veya evin ihtiyaçları hususunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyen eş, evlilik birliğinin sürdürülmesine engel teşkil eden hareketlerde bulunması dolayısıyla diğer eş açısından ortak hayatı çekilmez kıldığından ekonomik problemler, boşanma konusu davranışlardan sayılmaktadır. Eşlerin aşırı borçlanmaları, aynı zamanda ekonomik şiddete yönelik bir davranış kabul edilmesine göre, eşin aşırı borçlanmasının evlilik birliğinin yürütülmesi kendisinden beklenmeyecek derecede hasar gören diğer eş yönünden TMK m.166/1 gereğince evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açılmasına olanak tanımaktadır. Belirtmek gerekir ki, eşin elinde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan ekonomik problemler, eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeme şeklinde yorumlanmamakla birlikte bu durum, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmaya hükmolunmasına da imkan tanımamaktadır.

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ

Esas : 2008/20391

Karar : 2010/1444

Tarih : 01.02.2010

BOŞANMA ( Az Kusurlu Eş Aleyhine – İsraf ve Borçlanma – Sadakatsizlik )

İSRAF VE AŞIRI BORÇLANMA ( Boşanma )

SADAKATSIZLIK ( Boşanma )

KUSURLU TARAFIN BOŞANMA DAVASI AÇMASI

Davacının da bir başka erkekle beraber yaşamaya başladığı, davalının sebepsiz yere aşırı borçlandığı ve aleyhinde icra takiplerine yol açtığı; bir evlilikte taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evliliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı daha fazla kusurlu ise de, davalı da kusurludur. Evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığından, Türk Medeni Kanunu`nun 166/2. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalının sebepsiz yere aşırı borçlandığı ve aleyhinde icra takiplerine yol açtığı, davacının da bir başka erkekle beraber yaşamaya başladığı anlaşılmaktadır.

Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evliliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı daha fazla kusurludur.

Türk Medeni Kanunu`nun 166. maddesi daha fazla kusurlu olanın dava hakkını elinden almış değildir. Bu halde boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurlu bulunması ve boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması, evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış olması gerekir.

Olayda davalı da kusurludur. Davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı da görülmektedir. Öyleyse Türk Medeni Kanunu`nun 166/2. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Av. Tuğsan YILMAZ
Av. Halil İbrahim ÇELİK
D. TALGIR

Bir önceki aile hukuku hakkındaki makale için; Boşanma davasında nafaka miktarı neye göre belirlenir?