Title: Eş İle İlgilenmemek Boşanma Nedeni Midir?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 9
Rating: 4.5

Çağlar boyunca muhafaza ettiği saygınlığıyla birlikte evlilik kurumu, evrensel bir müessese kabul edilmekle birlikte tarih süreci içerisinde gösterdiği değişim ve gelişimin bir mahiyeti olarak modernizmin de etkisiyle her geçen gün yıpranarak kendi bünyesi çevresinde birtakım çözülmeler göstermektedir. Toplumlarda modern niteliğiyle ön planda olan bir akım şeklinde vuku bulan bireyselliğe yönelme, evlilik, dolayısıyla da aile kurumunu temelden sarsarak bu birlikteliğin yapısında kimi zaman geri dönüşü olmayan hasarlar bırakmaktadır.

Modernite ile birlikte kişilerin bireyselliğe özendirilmesi neticesi ortaya çıkarak, özellikle evlilik birliği içerisinde tarafların birbirlerine karşı ilgisizlik göstermesi, eşler arasında iletişim problemlerinin vuku bulmasına ya da var olan iletişim meselelerinin tahammül hususunda tabiri caizse bardağı taşıran son damla olmasına sebebiyet vermektedir.

Halbuki 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 185.maddesinde yer verildiği üzere eşler, evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü kılınmakta, aynı zamanda da birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmakla zorunlu tutulmaktadırlar.

Eşe karşı ilgisiz tavırlar ile birlikte kanun koyucunun eşlere yüklediği yükümlülükler birlikte değerlendirildiğinde, eşe karşı ilgisiz tutum ve davranışların her somut olayın şartları kendi içinde değerlendirilmek üzere bir sağlık problemi neticesinde tedavi görme, hükümlülük hali, eğitim veya iş nedeniyle kaynaklanması gibi haklı bir neden olmaksızın vuku bulması durumunda ortak yaşamın gereklerinden olan ilginin yokluğunun çoğu zaman boşanmaya neden olduğu görülmektedir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yürüttüğü “Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması”nda genel kanının aksine açık ara farkla birinci olan boşanma sebeplerinden biri olan eşlerin birbirine ilgisizlik ve sorumsuzluğu değerlendirilirken, bu ilgisizlik ve sorumsuzluğun kişilerin başına gelen üzücü olaylardan veya geçici birtakım başka sebeplerden kaynaklanması hususu da yine maddi olayın şartları kendi içinde değerlendirilmek koşuluyla eşine karşı ilgisiz kalan eş yönünden haklı bir neden sayılabilmektedir. Şayet eşinin kendisine karşı ilgisiz tutum ve davranışlar sergilediği kanaatine varan eşin evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu düşüncesinde karar kılması durumunda bu eş, TMK m.166/1 gereğince evlilik birliğinin sarsılması gerekçesiyle boşanma davası açabilmektedir.

Bu hususta Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin bir kararına göre yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı-davacı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin etkisi altında kalarak karısı ile ilgilenmediği anlaşılarak; bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu kanaatine varılmıştır. Olayların akışı karşısında davacı boşanma davası açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde  (TMK. md. 166/1), yetersiz gerekçe ile boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır. Yine başka bir Yargıtay kararına göre ise taraflar arasında görülen davada kocanın hastalanan eş ile ilgilenmediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği kanaatine varılmış olup dosya ve delillerin incelenmesi neticesinde ortak hayatın temelinden sarsıldığı anlaşılmaktadır. Bu koşullar doğrultusunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilmesi gerekmektedir.

Yazarlar

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR