Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Feb 5
Rating:
Kişilere ait olan her türlü bilgi kişisel veri kapsamına girmektedir. Kişisel verilerin kaydedilmesine ilişkin düzenleme TCK 135. Maddede yer almaktadır. Kanun maddesinde kişisel verilerin neler olduğu, nasıl ele geçirildiği gibi konuyla ilgili ayrıntılı tanımlamalar yer almamakla birlikte özel yaşamın gizliliği ve bazı şahıs varlığı hakları ile ilişkilendirerek bu hususta yorum yapılabilir.
Bireyler günlük yaşantılarında alışverişlerde, gerek bir kuruma üyelik başvurusunda ya da bankalardan kredi temin edebilmek maksadıyla şahsî verilerini ilgili kurumlarla paylaşabilmektedir. Önemli olan husus bu bilgilerin paylaşılmasından ziyade paylaşılan şahsî verilerin amaç dışı kullanımı sonucu kişilerin zarara uğratılmasıdır. Kanun koyucu da tam bu noktada şahıs varlığı haklarına gösterdiği ehemmiyete binaen bu konuda da bir düzenleme yapmıştır. Ayrıca 1981 yılında Strasbourg’ da imzalanan ancak 2014 yılına kadar iç hukuk düzenlemelerinin yapılmaması nedeniyle onaylanmayan ‘’Kişisel verilerin otomatik işleme tabi tutulması karşısında bireylerin korunması sözleşmesi’’ de onaylanması ile birlikte bu bağlamda bir hukuk kaynağı niteliğindedir.
TCK 135’e göre, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kişinin rızasına dayanarak şahsî verilerin kaydedilmesinde hukuka aykırılık bağı kurulamayacağından fiil suç niteliğine sahip olmayacaktır.
TCK 135/2 hükmünde ise kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Avrupa Konseyi’nce hazırlanan sözleşmeye taraf olmakla birlikte özel hayata saygı gösterme hakkının ihlâl edildiği durumlarda iç hukuk yollarının yanı sıra uluslar arası yargı kanallarınca da güvence altına alınmıştır. TCK 137 hükmünde, söz konusu suçun işlenmesindeki nitelikli haller sıralanmıştır. Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı öngörülmüştür.
Avukat Tuğsan YILMAZ
Alper ÇABUK
Bir önceki bilişim hukuku ve bilişim suçları konusundaki Bilişim Sistemleriyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu başlıklı yazımızda Türk Ceza Kanunu ve Bilişim Hukuku kapsamında değerlendirmemiz ve yasal prosedüre ilişkin bilgiler yer almaktadır.
Yorum yap