Title: Alkol Ve Madde Bağımlılığı Boşanma Nedeni Midir?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 11
Rating: 5.0

Çağımızın genel bir problemi olarak toplumda oluşum gösteren alkol ve madde bağımlılığı, özellikle gençleri etkisi altına alarak bireylerde derin yaralar bırakan fizyolojik ve psikolojik hasarlara neden olmaktadır. Öncelikle bireylerin bedensel ve sosyal yaşantılarının zamanla yok olmasına yol açan alkol ve madde bağımlılığı, sonrasında bunun doğal bir sonucu olarak toplumun genelinde de sorunlara yol açarak toplum sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir.

Toplumun temel taşını oluşturan aile kavramıyla alkol ve madde bağımlılığı birlikte değerlendirildiğinde, bağımlılık derecesinde alkol tüketen ya da uyuşturucu hususunda bağımlılık yaşayan eşlerin, aile içinde huzursuzlukların doğmasına yol açtığı ve bu bağımlılık halinin etkisiyle aile içi şiddet, hakaret vb neticelerin yaşanmasının yüksek ihtimal dahilinde gerçekleştiği, uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlar arasındadır. Belirtmek gerekir ki, alkol veya madde bağımlılığı ve sonrasında eşlerin maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddet ile hakaret, eşi küçük düşürme, aşağılama gibi davranışlar evlilik birliğini temelinden sarsan olaylar olarak kabul edilmektedir. Şayet eşin alkol veya madde hususlarında bağımlılık yaşaması neticesinde, diğer eşin evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olmasına kanaat getirmesi durumunda TMK m.166/1 gereğince evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açılabilmektedir. Örneğin eşler arasında alkol veya madde kullanımı ile başlayan tartışma ve kavgaların, bağımlılık yaşayan eşin evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeyerek eşe ve çocuklarına karşı davranışlarının da değişim göstermesiyle sonuçlanması, bağımlı olan eşin bağımlılığını kabul etmeyerek tedavi görmeyi reddetmesi durumlarında yine eş, evlilik birliğinin sarsılması gerekçesiyle boşanma davası açma hakkına sahiptir. Misal olarak eşlerden birinin haftada 1-2 kez alkol almasının eşlerin evlilik birliğini etkilemediği varsayımında ortak hayatın çekilemez olma durumu gerçekleşmediğinden bu, başlı başına boşanmaya dayanak oluşturamamaktadır.

Aşağıda Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin bir kararına göre, yapılan soruşturma ve toplanan deliller neticesinde davacı-davalı kocanın sürekli alkol aldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmış olup somut olayın diğer koşullarının da değerlendirilerek taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğuna kanaat getirilerek TMK m.166/1 uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, davanın yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ

Esas : 2007/2554

Karar : 2007/16112

Tarih : 20.11.2007

BOŞANMA

ORTAK HAYATIN TEMELİNDEN SARSILMASI (Kocanın Sürekli Alkol Alması – Kadını Babaevine Bırakıp Gitme)

Dava, dava dosyasında toplanan delillerle davacı-davalı kocanın sürekli alkol aldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği; davalı-davacı kadını babaevine bırakıp gittiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadının boşanma davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı-davalı kocanın sürekli alkol aldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği; davalı-davacı kadını babaevine bırakıp gittiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulüne (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ

Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Yazarlar

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR