Title: Çocuk İstememek Boşanma Sebebi Midir?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 12
Rating: 5.0

Günümüz dünyasını oluşturan popülasyonun yaklaşık yarısına yakın bir değerini meydana getiren kadınların, iş dünyasına aktif bir şekilde yaptıkları ekonomik katılımları ile içinde yaşadıkları ülkenin ekonomik refah ve kalkınma düzeyinden menfaatleri oranında yararlanma seviyelerinin, geçmişten günümüze toplumların genel mantalitesine yerleşmiş olan cinsiyet ayrımcılığı ve bunun bir görünümü olarak da topluluklarda erkeğin kadına göre egemen bir yaşam sürmesini de göz önünde bulundurarak doğru orantılı olmadığını söyleyebiliriz.

Tüm bunlara ek olarak, kadınların iş hayatında birçok engelle karşılaşması, yaşanılan zorluklara rağmen kadınları, erkeklere oranla daha fazla çalışmak ve kariyerinde başarılara imza atabilmek için yine erkeklere göre oldukça özveride bulunmaya sevk etmektedir. Evlilik kurumu ile artık kadınların iş dünyasında aktif rollere sahip olması birlikte değerlendirildiğinde, evliliğin doğal bir neticesini oluşturan çocuk sahibi olma, iş dünyasında annenin fiziki ve ruhsal yönden çöküntü yaşamasına neden olmasının yanında kadının iş veriminin eskiye nazaran düşmesine ve iş kazalarının oluşmasına yol açmaktadır.

Her ne kadar Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar gündemdeyse de kanunlar tarafından kadınlara, doğum ve doğum sonrası izinler ile birlikte süt emzirme izni gibi müsaadeler tanınsa da, yine de bu, çoğu kadın için çocuk sahibi olmanın iş dünyasında yıpratıcı sonuçlar doğmasının minimal seviyeye indirgemesini sağlayamamaktadır. İstatistiklere göre ise kadınlarda iş yaşamına katılma, genç yaşlarda daha ağırlıklı olarak görülmekle birlikte, evlenme ve çocuk doğurma yaşı aralığını temsil eden 25-39 yaş grubunda çalışan kadınların oranının yüzde 35’lere kadar düştüğü gözlemlenmektedir.

Evliliklerin genel gayesi kapsamında değerlendirilen tarafların çocuk sahibi olma isteği ile bu istekle zıt kutuplarda kendine yer edinen kadının genellikle iş dünyasındaki yeri sebebiyle çocuk sahibi olmak istememesi, çoğunlukla evliliğin huzur ve mutluluğunu bozan bir etken olması sebebiyle erkekler tarafından 4721 sayılı TMK m.166 uyarınca evlilik birliğinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanma davası konusu haline getirilebilmektedir. Bu maddeye göre “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” Ancak, çocuk sahibi olmak istememek, tek başına bir boşanma sebebi sayılmamakta, şayet çocuk sahibi olmamanın tarafların huzur ve düzeni ile evlilik birliklerini temelinden sarsması durumunda bu, hakimin de takdiriyle boşanma sebebi sayılabilecektir. Taraflardan birinin çocuk sahibi olmak istemesi, diğerinin ise buna herhangi bir tıbbi sorunu olmaksızın karşı çıkması durumunda taraflar arasında tartışma ve kavgaların çıkması halinde bu, evlilik birliğini temelinden sarsan bir mevzu haline gelirse, çocuk istememek, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma nedeni olabilmektedir.

Belirtmek gerekir ki, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin bir kararına göre de, doğal yollardan çocuk sahibi olunamaması sonucu tüp bebek tedavisi yöntemini reddetmek ve bundan kaçınmak da taraflar açısından ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik kabul edilmekte ve bu, bir boşanma sebebi sayılabilmektedir.

Yazarlar

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR