Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 13
Rating:
Fiziksel şiddetten farklı olarak bir kişinin kaba kuvvet kullanmak suretiyle karşı tarafa maddi olarak zarar vermek yerine, duyguların ve duygusal ihtiyaçların istismar edilerek kişiye bağırma, kişiyi toplum önünde küçük düşürme ya da kişiye sürekli eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşarak onu rencide etmek, aşağılamak şeklinde vuku bulan duygusal şiddet, eşlerin birbirine karşı muhafaza ettikleri sadakat yükümlülüklerine aykırı bir davranış kabul edildiğinden, TMK m.166/1 uyarınca evlilik birliğinin sarsılması gerekçesiyle boşanma davasına konu olabilmektedir.
Duygusal şiddet, evliliklerde temel gayelerden biri sayılan eşlerin mutluluk duygusuna erişmelerini sağlamak yerine, kişileri duygusal olarak yıpratan ve zamanla insanın sahip olduğu özgüven ve saygı duygularının yitirilmesine yol açan, uygulamada alay etmek, aşağılamak, tükürmek, küçümsemek gibi davranışlarla karşımıza çıkan bir şiddet türü olarak kabul edilmektedir. Örneğin, eşin iş yerine giderek onu arkadaşları önünde aşağılamak, küçük düşürmek, alay etmek, kişinin onur ve haysiyetini zedeleyen bir davranış olarak kabul edilerek kişilik hakkına saldırı olması nedeniyle boşanmaya sebebiyet verebilmektedir.
Şayet bu haksız tutum ve davranışlar karşısında mağduriyete uğrayan eşin evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğuna kanaat getirmesi durumunda boşanma davası açma hakkı doğmaktadır. Bu konuda belirtmek gerekir ki, eşlerin birbirlerine karşı aşağılama, alay etme ve küçük düşürme gibi davranışlarından kasıt eşlerin birbirleriyle dozu aşmamak suretiyle şakalaşmaları ya da şaka yapılan eşin çok fazla alıngan olmasıyla şakayı alay ya da aşağılama gibi algılaması değil, objektif bir tavır takınılarak yapılacak bir değerlendirmeyle sarf edilen söz ve davranışların normal ölçütlerde bir insanın onur ve şerefine zarar verici, kişinin özgüven ve kendine duyduğu saygıyı hedef alıcı niteliğe sahip olmasıdır.
Örneğin eşlerden birinin fiziksel bir özelliğiyle ilgili sürekli olarak eleştiride bulunmak ya da kişinin şahsiyet özellikleri hakkında devamlılık arz eden bir şekilde kişiyi aşağılamak ya da alaycı davranmak, her somut olayın şartları kendi içinde değerlendirilmek koşuluyla boşanmaya neden olabilmektedir. Bu davranışların evlilik birliğinin sürdürülmesine engel teşkil etmesiyle birlikte ortak hayatın devam ettirilmesi artık eşlerden beklenemiyorsa, hakim, maddi olay da değerlendirilmek koşuluyla evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasında boşanmaya hükmedecektir.
Yazarlar
Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR
Merhaba Tugsan Bey eşim hemen hemen her tartışmamızda bi kadına yakışmayacak laflar ediyor. 5 yıllık evliliğimizde neredeyse her kavgada kişiliğime, karakterime, adamliğima vs hakaretler ediyor ve artık ne zaman tartissak o.cocugu tabirini kullanıyor. Bana ve aileme bela oluyor. Bunları ıspat edecek bir şahidim deyok. Boşanma davası acsam reddedilir mi?
İyi çalışmalar
İspat edemezseniz reddedilebilir.