Title: BOŞANMA SEBEBİ OLARAK ŞİDDET KAVRAMI
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Feb 10
Rating: 5.0

İnsanlık tarihi boyunca var olan, zamana ve topluma göre değişmesiyle birlikte saldırganlık güdüsünün dışa vurum şeklinde vücut bulduğu bir olgu olarak şiddet, bilimsel gerçeklere göre, kaynak açısından toplumsal ve çevresel birtakım faktörlerin sentezi sonucu ortaya çıkan ve temelinde tek bir nedeni barındırmamasının yanında psikolojik, ahlaki, siyasi, ekonomik ve hukuksal olarak kategorize edilebilen, güç ve baskıyı araç olarak kullanan kişi ya da grupların fiziksel ve ruhsal açıdan zararlara sebebiyet vermesiyle sonuçlanan bir davranış biçimidir. Bireylerin günden güne artan intihar girişimleri ve alkol ile madde bağımlılıkları değerlendirildiğinde kişinin kendine bile şiddet uyguladığı günümüz dünyasında şiddet, genel olarak neticesi itibariyle eziyet, zorlama, sindirme, yaralama, bedensel ve psikolojik acı çektirme ile karşımıza çıkmaktadır. Toplumumuzun temel sorunları arasında yer alan ve ivedilikle çözülmesinin toplumun sağlığı ve geleceği açısından fayda sağlayacağı öngörülen şiddetin, aile içi şiddet bağlamında Türk toplumunun geleneksel yapısı ile paralel olarak erkeğin güç ve egemenliğe olan sahipliğinin bu gücü ne şekilde kullandığı ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Tarihin başından beri kız bebeklerin toprağa gömülmesi, namus cinayetleri, evlilikte kadının dövülmesi, kadın ticareti gibi birçok görünümü olan kadına yönelik şiddetin en çok rastlanan şiddet çeşitlerinden biri olması, kadın üzerinde egemenlik kurmanın saldırganlık içgüdüsüyle birleşmesinin bir sonucudur.

Türk Medeni Kanunu uyarınca boşanma sebepleri zina, hayata kasta, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak tanımlanmaktadır. Evlilik içi şiddetin varlığı halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması daha çok önem arz eden bir boşanma sebebi olmakla birlikte, kanun koyucu bu boşanma sebebine dayanılabilmesi için ortak hayatın eşlerden en az biri tarafından çekilmez olması şartını aramaktadır. Pek kötü muamele içinde değerlendirilen, eşin aç ve susuz, kilit altında bırakılması gibi davranışların mevcudiyetinin söz konusu olduğu hallerde fiillerin zulüm ve işkence boyutunda olması durumunda tekrarlanma koşulu aranmamaktadır. Eşe tekrarlanmamak koşuluyla tokat atılması ise zulüm ve işkence kapsamında değerlendirilemeyeceği için eğer eşler evlilik birliğinin devamı için bir araya gelmişlerse bu, boşanma sebebi sayılamamaktadır. Yargıtay kararlarınca duygusal, ekonomik, cinsel, fiziksel ve sosyal şiddet olarak başlıklara ayrılan şiddet, somut olayın koşulları incelemeye tabi tutulmak koşuluyla boşanmaya sebepler arasında gösterilebilmektedirler. Örneğin eşin fiziksel görünüşü ile onu aşağılayıcı bir şekilde dalga geçmek veya evi sık sık terk etmek, günlerce eve gelmemek duygusal şiddetin kapsamına girmektedir. Eşin işten çıkarılmasını sağlama ya da onu zorla çalıştırma gibi eylemler ise ekonomik şiddet çevresinde değerlendirilirken eşe cinsel olarak istemediği hareketlerde bulunmak veya onu bir ticaret eşyası gibi kullanacağını açıklamak ise cinsel şiddete yönelik fiillerdendir. Uygulamada en çok karşılaşılan şiddet çeşitlerinden biri olan fiziksel şiddet, doğrudan olacağı gibi dolaylı yollardan da gerçekleştirilebilmektedir. Eşi dövmek ya da eşin dövülmesine seyirci kalmak, eşi tırnakla ya da kesici aletlerle yaralamak, ısırmak, tekmelemek doğrudan şiddet, eşi kilitlemek, eşin mallarına zarar vermek gibi eylemler de dolaylı şiddet sınırlarında değerlendirilmektedir. Yine uyuşturucu kullanmak, aşırı içki içmek de boşanmaya sebep olacak davranışlardandır.

Sosyalleşme sürecinde çocukluk, gençlik veya yetişkinlik döneminde kolayca öğrenilen saldırganlık, çözümlenmesi yönünden de öğrenilebilir olan bir eylemdir. Genel yanılgının aksine sağlıklı ilişkilerde de ortaya çıkması muhtemel olan çatışmanın, şiddete dönüşmeden önce empati ve sorunları konuşarak çözme yoluyla uzlaşılarak olumlu bir sonuca bağlanılması gerekmektedir. Yaş, cinsiyet, ırk ayrılmaksızın toplumların genel problemi olan şiddet, ülkemizde özellikle kadına karşı şiddet mevzusunda 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile önlenmeye çalışılmaktadır.

Bir önceki yazımız olan ŞİDDET, TEHDİT NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI VE KORUMA KARARI başlıklı makalemize de göz atabilirsiniz.

Yazarlar:

Av. Tuğsan YILMAZ
Av. Halil İbrahim ÇELİK
Huk. Fak. Öğ. Didem TALGIR