Title: Boşanma Tanıma Tenfiz Davasında Tercüme ve Onay
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Feb 11
Rating: 5.0

Yurtdışında verilen boşanma kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için tanıma tenfiz davası açılması gereklidir. Tanıma tenfiz davası Milletlerarası Özel Hukuk hakkındaki mevzuat gereğince şekli bir dava olarak nitelendirilebilir. Zira tanıma tenfiz davasının olumlu sonuçlanabilmesi için zorunlu ve gerekli belgelerin dava dosyası içeriğinde yer alması gerekmektedir.

Yabancı bir ülkede verilen boşanma ilamının tanınması ve tenfizi davasında yabancı mahkeme ilamının Türkçe ye yeminli tercümesi ve noter yahut konsolosluk onayının bulunması gerekmektedir. Yeminli tercümenin yaptırılmamış olması yahut yaptırılmasına rağmen konsolosluk yahut noter onayının bulunmaması durumda davanın reddedilmesi yahut üst derece mahkemesince bozulması söz konusu olabilmektedir.

Aşağıda yer alan Yargıtay İlamında boşanmanın tanınması ve tenfizi davasında Türkçe yeminli tercümenin konsolosluk yahut noter tarafından onaylanmamış olması bozma sebebi sayılmıştır.

 

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

Esas: 2012/11697,  Karar: 2012/16596,  Tarih: 02.07.2012

TANIMA VE TENFİZ İSTEMİ ( Yabancı Mahkeme İlamının Tenfizi )

Somut olayda Federal Almanya Devleti Mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleşme şerhinin ve yapılan tercümenin yetkili Türk makamları tarafından onandığına dair tasdik şerhinin bulunmaması ve kararda belirtilen eksiklikler giderilmeden eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

…Hemen belirtmelidir ki, her mahkeme kararının kesin hüküm ve icra kabiliyeti olmak üzere iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Kesin hüküm teşkil eden mahkeme kararları-istisnalar dışında- icra kabiliyeti de taşırlar. Ne var ki, hem kesin hüküm, hem de icra kabiliyetini birlikte taşımayan mahkeme kararları da bulunmaktadır.

Bir mahkeme kararının kesin hüküm ve icra kabiliyeti olmak üzere iki sonucu birlikte taşıyıp taşımadığı, kesin hüküm teşkil eden o mahkeme kararının hukuki niteliğine göre belirlenir. Aynı sonuç yabancı mahkeme kararları için de söz konusudur.

Kesin hüküm, bir uyuşmazlığı nihai olarak ortadan kaldıran ve o hususun mahkemelerde yeniden inceleme konusu yapılmasına engel olan kanuni hakikat vasfıdır ve kararın aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebeple yeniden kaza organı önünde muhakeme konusu yapılamamasıdır.

İstisnalar dışında icra kabiliyeti olan kararlar, hem maddi hem de şekli kesinlik taşıyan kararlardır.

Maddi anlamda kesin hükmün, taşıdığı niteliğin gereği olarak, iki sonucu bulunmaktadır: kararın kesin delil teşkil etmesi ve aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebeple dava açılması halinde karşı tarafın kesin hüküm itirazında bulunabilmesidir.

İşte yabancı mahkeme kararının tanınmasının hukuki gerekçesini, kararın kesin hüküm kuvveti oluşturmaktadır.

05.10.1961 tarihli Lahey Sözleşmesinin 3. ve 4.maddelerinde tanımlanan şekilde ilamın aslına uygun olduğunun teyidi için onay şerhinin belgenin verildiği devletin yetkili makamlarınca karara işletilmesi, bundan sonra tercümenin orada bulunan Türk yetkili makamlarınca tasdikinin sağlanması gerekmektedir. 

Somut olayda Federal Almanya Devleti Mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleşme şerhinin ve yapılan tercümenin yetkili Türk makamları tarafından onandığına dair tasdik şerhinin bulunmaması bozmayı gerektirmiştir. 

Mahkemece, açıklanan yönler incelenmeden ve belirtilen eksiklikler giderilmeden eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…

Av. Tuğsan YILMAZ

Boşanma tanıma tenfiz davası hakkında detaylı bilgi edinmek için aşağıda yer alan diğer yazılara da göz atabilirsiniz;

TANIMA TENFİZ DAVASINDA ZORUNLU BELGELER

BOŞANMA TANIMA TENFİZ (SORU-CEVAP)

YURTDIŞINDA BOŞANDIM, TÜRKİYE’ DE BOŞANMIŞ SAYILMAZ MIYIM?