Title: Babalık Davası Hangi Hallerde Açılır?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 3
Rating: 5.0

4721 sayılı Türk Medeni Kanununda ana ile evlilik ve tanıma dışında, çocuk ile baba arasında soybağının kurulmasına ilişkin bir dava niteliğinde düzenlenen babalık hükmü, yenilik doğurucu bir karar olmasının yanı sıra çocuğun ana rahmine düştüğü lahzaya kadar geçmişe etkili olmakla birlikte herkese karşı etki doğuran bir hükümdür.

Türk Medeni Kanunu  madde 302 uyarınca babalık karinesinin işleyebilmesi için baba olduğu varsayılan davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması gerekmektedir. Bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olmaktadır.

Davalının, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlaması halinde ise karine geçerliliğini kaybetmektedir. TMK m.284 gereğince soybağına ilişkin davalarda yargılama usulü, hakimin maddi olguları re’sen araştırıp kanıtları serbestçe takdir etmesiyle birlikte taraflar ve üçüncü kişilerin soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlü olmaları, aksi takdirde hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermeyen tarafın, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucun, onun aleyhine doğmuş sayılabileceği hususları saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre yapılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, soybağının belirlenmesinde genellikle, kan grupları ile babalık araştırmaları, vücut ölçüleri orantılarına bakılarak babalık tayini (antropobiyometri), yüz ve vücut benzerliklerine göre babalık tayini (similarite), gebeliğin müddeti ile doğan çocuğun olgunluk derecesine ilişkin tıbbı muayene ile günümüzde en çok tercih edilen ve hakimin öngördüğü inceleme ve araştırmalarda ilk sıralarda yer almasıyla birlikte %100’e yakın kesinlik veren DNA testi yöntemleri kullanılmaktadır.

Davanın kabul edilebilmesi için gerekli olan koşullardan öncül olan dava hakkı, çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini isteme şeklinde, ana ve çocuğa birbirinden bağımsız olarak verilmektedir. Davalı konumunda ise baba, babanın öldüğü hallerde ise mirasçıları bulunmaktadır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilmektedir.

Türk Medeni Kanununun 303.maddesi gereğince babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve E.: 2010/71, K.: 2011/143 sayılı Kararı ile bu maddenin 2.fıkrasında yer alan çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar ibaresi hak düşürücü süre yönünden iptal edilmiştir. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.

Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri ile gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderlerin karşılanmasını isteyebilmektedir. Çocuk ölü doğmuş olsa bile hakim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.

Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Babalık davalarında görevli mahkeme ise Aile Mahkemeleridir.

Örnek bir karar:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Esas : 2010/4491

Karar : 2011/7014

Tarih : 26.04.2011

BABALIK DAVASI ( Davalıyı DNA Testine Davetin İçeriği )

BABALIĞA KARİNE

Babalık davası, soybağı ilişkisini kuşkuya yer bırakmayacak nispette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir.

Taraflar ve üçüncü kişiler soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan her türlü araştırma ve incelemeye rıza göstermekle yükümlüdürler.

Davalıya çıkartılan davetiyede “DNA testi için hastaneye gitmek üzere 20 gün içinde mahkemeye başvurması gerektiği, aksi halde küçüğün babası olduğunu kabul etmiş sayılacağı ihtarı” yazılmış ise de, bu incelemenin gerektirdiği masraf ara kararında ve davetiyede gösterilmemiştir. Davetiye Yasanın 284/2. maddesine uygun ve sonuç doğurucu nitelikte değildir.

Takip eden oturumda davalı DNA testine rızasının olduğunu açıkça beyan ettiğine göre, davalının ana ve çocuğun DNA testi yaptırılarak adli tıptan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru bulunmamIŞTIR.fk

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI

Babalık davası, soybağı ilişkisini kuşkuya yer bırakmayacak nispette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir.

Hakim bu davada maddi olguları res`en araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder (TMK.md.284/1) Türk Medeni Kanununun 284/2. maddesi gereğince, taraflar ve üçüncü kişiler soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan her türlü araştırma ve incelemeye rıza göstermekle yükümlüdürler.

Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu onun aleyhine doğmuş sayabilir.

Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur (TMK.md.302/1-2). Bu karinenin geçerli olduğu halde, davalı çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini yitirir (TMK.md.302/3).

Davalı, 5.11.2009 tarihli oturumda davacıyla bir kaç defa cinsel ilişkiye girdiğini kabul ettiğine göre, yasanın 302. maddesindeki babalık karinesi geçerlidir. Yasa, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında veya bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olmayı, babalığa karine kabul ettiğine göre bu yasal karinenin aksini ispat yükümlülüğü davalıya düşer.

Davalı, hakim tarafından öngörülen DNA araştırmasına rıza göstermediğine ilişkin bir beyanda bulunmamış, aksine bu yönde araştırma ve inceleme yapılmasını talep etmiştir.

Mahkemece 10.9.2009 tarihli oturumda, DNA incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu yönde davalıya ihtarlı davetiye tebliği için karar oluşturulmuştur. Davalıya ara kararı gereğince çıkartılan davetiyede “DNA testi için hastaneye gitmek üzere 20 gün içinde mahkemeye başvurması gerektiği, aksi halde küçüğün babası olduğunu kabul etmiş sayılacağı ihtarı” yazılmış, bu davetiye 2.10.2009 tarihinde davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de, bu incelemenin gerektirdiği masraf ara kararında ve davetiyede gösterilmemiştir. Davalı davetiyede öngörülen süre zarfında mahkemeye başvurmuş olsa bile, yükümlü olacağı masrafın ne miktar olduğu davalı tarafça bilinmediği için, rıza beyanında bulunup bulunmayacağı o aşamada belirsizdir. Bu bakımdan davetiye Yasanın 284/2. maddesine uygun ve sonuç doğurucu nitelikte değildir. Takip eden oturumda davalı DNA testine  rızasının olduğunu açıkça beyan ettiğine göre, davalının ana ve çocuğun DNA testi yaptırılarak adli tıptan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Yazarlar:

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR

Bir önceki yazımız Soybağının Reddi, Davası, Şartları, Tarafları ve Bilinmesi Gerekenler