Title: Boşanma Davasında Birden Fazla Sebep Olur Mu?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Dec 5
Rating: 5.0

Boşanma davasının açılabilmesi için evliliğin sona erdirilmesi açısından Türk Medeni Kanunu kapsamında hukuki bir sebebin varlığı aranmaktadır. Türk Medeni Kanunu bakımından boşanma sebepleri genel boşanma nedenleri ve özel boşanma nedenleri olmak üzere iki başlık altında düzenlenmiştir. Genel boşanma nedenleri arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) düzenlenmiş iken özel boşanma nedenleri arasında ise zina, hayata kast pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı yer almaktadır.

Gerekli şartları taşıması mukabilinde açılacak boşanma davasında kanuni olarak belirtilen boşanma sebeplerinden birden fazlasına dayanmak mümkündür. Diğer bir deyişle, salt tek nedene dayanarak boşanma davası açmak zorunlu değildir.

Aşağıda Yargıtay’ın 2014 yılında vermiş olduğu bir karar metni yer almaktadır. Karar metninden de anlaşılacağı üzere birden fazla boşanma nedenine dayanılmış olup davalı tarafından karşı dava açılmıştır. Daha fazla kusuru bulunmasına rağmen davalı-karşı davacının da boşanma talebi kabul görmeli iken sadece davacının davasının kabulü nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Aşağıdaki Yargıtay kararında haklı ve hukuki gerekçenin bulunması ölçütünde ağır kusurlu eşin de karşı dava açmak suretiyle boşanma davasının kabul edilebileceği ve birden fazla boşanma sebebine dayanılabileceği açık bir biçimde vurgulanmış olmaktadır.

T.C.
YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 3225
Karar: 2014 / 15341
Karar Tarihi: 03.07.2014

Boşanma Davası – Davalı Davacı Kadının Güven Sarsıcı Davranışlar İçine Girdiği – Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Davalı Davacı Kadının Ağır Kusurlu Olduğu – Boşanmaya Karar Verilmesi Gerektiği

(4721 S. K. m. 163, 166, 185)

 

ÖZET

Toplanan delillerle; davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, buna karşılık davacı-davalı kocanın da “bu orospuyu buraya satmaya mı getirdiniz, hangi pezevenk getirdi” diyerek hakaret ettiği ve evin kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır kusurlu ise de, koca da kusurlu olup, davalı-davacı kadının boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun ilgili maddesi koşulları oluşmuştur. Davalı-karşı davacı kadının da boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken; davalı-karşı davacı kadının davasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından velayet, yararına hükmolunan manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat talebinin reddi yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Boşanma talepli açılan bir davada; iki ayrı boşanma sebebine dayanılabilir. Davacı-davalı kocanın dava dilekçesindeki açıklamalarından boşanma talebinin haysiyetsiz hayat sürme (MK 163 md.) yanında Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine de dayandığı anlaşılmaktadır. Haysiyetsiz hayattan söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için, başkalarıyla ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş olması ve bu şekilde yaşamanın az veya çok devamlılık göstermesi gerekir. Davalı-davacının başka erkeklerle cep telefonu ve sanal ortamda çok sayıda görüşmeler yaptığı, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalı-davacının gerçekleşen bu davranışları ve toplanan deliller haysiyetsiz hayat sürdüğünü kabule yeterli görülmemiştir. Davada Türk Medeni Kanununun 163. maddesi koşulları oluşmamış ise de, davalı-davacının bu davranışlarının Türk Medeni Kanununun 185. maddesinde yer alan evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama ve eşine sadık kalmak yükümlülüğünü ihlal ettiği ve evlilik birliğini ve ortak hayatı sürdürmesi diğer eşten beklenmeyecek derecede temelinden sarstığı da açık ve tartışmasızdır. O halde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları davacı-davalı koca lehine oluşmuştur. Kocanın şiddetli geçimsizlik hukuki sebebiyle açılan boşanma davasının kabulü gerekirken bu hususta olumlu olumsuz hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırıdır.

2- Toplanan delillerle; davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, buna karşılık davacı-davalı kocanın da “bu orospuyu buraya satmaya mı getirdiniz, hangi pezevenk getirdi” diyerek hakaret ettiği ve evin kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır kusurlu ise de, koca da kusurlu olup, davalı-davacı kadının boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2 maddesi koşulları oluşmuştur. Davalı-karşı davacı kadının da boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davalı-karşı davacı kadının davasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ

Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen kadının ve kocanın boşanma davası ve fer’ilerine yönelik tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Avukat Tuğsan YILMAZ

Bir önceki makalemiz; Akıl Hastalığına Dayalı Boşanma Davası Şartları

DMCA.com Protection Status