Title: Eşin Ailesine Hakaret Etmek Boşanma Sebebi Midir?
Reviewed by Av.Tuğsan YILMAZ on May 4
Rating: 5.0

Geçmişten günümüze saygın bir müessese olarak kabul edilen evlilik, eşlerin sevgi ve saygı bağıyla birlikte bir ömür boyu müşterek bir yaşam kurma gayesiyle, neslin devamı, toplumsallaşma, sevgi ve arkadaşlık kurma amaçlarını da bünyesinde barındırarak, karı-koca sıfatına haiz olarak toplumun en küçük birimi olan aileleri oluşturma misyonunu üstlenerek, hukuka ve kanuna uygun bir şekilde gerçekleştirdikleri hukuki bir işlem olarak kabul edilmektedir.

Türk Hukukunda eşler arasında evlenmeyle kurulan evlilik birliğiyle beraber eşlerin karşılıklı olarak birtakım hak ve yükümlülüklere sahip olmasına göre, TMK m.185 gereğince eşler, evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü kılınmakla birlikte, eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

Kanun koyucunun spesifik olarak belirttiği eşlerin birbirine sadık kalma mecburiyetlerinin görünümü olarak vuku bulan eşlerin birbirine olan sadakat yükümlülüklerinin ihlal edilmesi ihtimalinde, bu, duygusal şiddete yönelik bir davranış olmakla birlikte, aynı zamanda TMK m.166/1 uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açılmasına sebebiyet vermektedir. Bahsi olunan maddeye göre şayet evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilmektedir.

Boşanmaya sebep olan davranışlar kapsamında değerlendirilen duygusal şiddet, uygulamada çeşitlilik göstermek üzere hakareti de içinde barındırmakla birlikte belirtmek gerekir ki hakaret, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte sözlerin kişinin kendisine veya gıyabında sarf edilmesi üzerine gerçekleşen, mevcut somut olayın şartlarına göre değerlendirilmek kaydıyla taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin vuku bulmasına yol açacak bir davranış olduğundan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davalarına konu olmaktadır.

Hakaretin Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç teşkil etmesinin yanında eşlerden birinin diğer eşe karşı süreklilik arz eden hakaretlerinin kuşkusuz evlilik birliğinin sarsılmasına yönelik bir davranış olduğunu kabul etmekle birlikte, eşlerden birinin diğer eşin ailesine yönelik hakaret içeren sözler sarf etmesi de Türk toplum yapısının ahlakına uygun olmayan bir ayıp olarak nitelendirilmekte, bu durum da yine yerel mahkemeler ve çeşitli Yargıtay kararlarınca da müşterek hayatı temelden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek bir davranış kabul edildiğinden, boşanma hususunda geniş takdir yetkisine sahip olan hakimin boşanmaya hükmetmesine yol açmaktadır. Aşağıda incelenen Yargıtay kararına göre, davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, kayınvalidesine ağır hakaretlerde bulunduğu ve eşini kovduğu anlaşılmakla birlikte olayların akışı karşısında davacı dava açmakla haklı bulunarak, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Esas : 2005/2-715
Karar : 2005/682
Tarih : 30.11.2005

BOŞANMA ( Kayınvalideye Hakaret – Eşini Kovma )

Davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, kayınvalidesine ağır hakaretlerde bulunduğu, eşini kovduğu anlaşılmaktadır.
Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır.

Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
İskilip Asliye Hukuk Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.6.2004 gün ve 2003/245 E, 2004/268 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 12.1.2005 gün ve 2004/15312 E, 2005/339 K. sayılı ilamı ile,
(…Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının birlik görevlerini yerine getirmediği) kayınvalidesine ağır hakaretlerde bulunduğu, eşini kovduğu anlaşılmaktadır.
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır.
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,
Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Huk.Fak.Öğ.D.TALGIR

Bir önceki Boşanma Hukuku kategori makalesi için; “Seni Artık Sevmiyorum!” demek boşanmaya neden midir?