Title: EVLENMENİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN ARANAN ŞARTLAR
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Jan 3
Rating: 4.5

Evlenme, nişanlıların nişanlılıklarını evlilik birliği meydana getirme neticesinde sona erdirmeleridir. Evlilik aile hukuku bakımından bir sözleşmedir. Medeni Kanun 142. madde uyarınca ‘’Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur.’’

 EVLENME YAŞI

Olağan Evlenme Yaşı:

Evlenme için kanunun belirlediği yaşa evlenme erginliği denir. (Saymen-Elbir, 73) Medeni Kanun 124. maddesinde şöyle demiştir: ‘’ Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.’’ Onyedi yaşının tamamlanması onsekizinci yaştan gün almakla olur. Kanundan da anlaşılacağı gibi olağan evlenme yaşı budur; ancak kanun olağanüstü halleri bu kuralın dışında bırakmıştır.

Olağanüstü Evlenme Yaşı:

Medeni Kanun 124. madde: ‘’ Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.’’ Burada izin verilen kişi evlenmek için Ergün sayılmamakta ancak olağanüstü durum olduğu için izin verilmektedir. Burada kim ile evlenilmesini izin veriliyorsa kişi onla evlenmelidir. İzin aldığı kişinin dışında başka bir kimseyle evlenmek istenirse bu izin geçerli sayılmaz. Kanun maddesine göre evlenmede ki en altı yaş sınırımız onaltı yaşını doldurmaktır. Bunun altında ki yaş gruplarında olan kişilerin hiçbir sebeple evlenmesi hukuken mümkün değildir. Evlenmeye izin isteyecek olan kişi bu izni kendi istemelidir. Yasal temsilcisi olsa dahi bu hak kişiye sıkı suretle bağlı bir hak olduğu için kişi kesinlikle bu izni kendi istemelidir. Bunun haricinde bu iznin verilmesi için olağanüstü durumun ve pek önemli bir sebebin bulunması gerekir. Böyle bir durumun olup olmadığına hâkim kendisi takdir edecektir. İzin verilmeden önce kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere hâkim olanak buldukça ana ve baba bunlar yoksa vasiyi dinlemelidir. Bu kişilerin dinlenilmesi bir zorunluluk değildir. Hâkim bu kişilerin beyanları ile de bağlı değildir. Sonuç olarak tüm bu izin verme işlemi Medeni Kanunun 4. maddesinde hâkime verdiği takdir yetkisi ile sonuçlanır. Yargıtay’ın bir kararında olağanüstü evlenme şartlarının gerçekleşmemesi sonucunda davanın reddine karar vermiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/16490 E., 2009/1354 K.

 ‘’….1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile “ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebep ile 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.” hükmü getirilmiştir.

 Evlenmesine izin verilmesi istenen 16.12.1992 doğumlu Gamze’nin dava tarihinde 16 yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yasal şartların oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi hükmüne aykırı olarak evlenmeye izin verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

 SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.’’

 Evlenmeye izin vermeye yetkili olan mahkeme başvuruda bulunan kişinin yerleşim yeri Aile Mahkemesidir.

MUTLAK BUTLAN VE NİSBİ BUTLAN AYRIMI

Yukarıda açıkladığımız evlenmenin şartları yaş ile ilgili olanlardı. Bunların yanında Medeni Kanun kişinin ayırt etme gücünü de bir şart olarak ortaya koymuştur. 125. madde de ‘’ Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.’’ diyerek bu koşulu belirtmiştir. Ayırt etme gücünden yoksun kimseler herhangi bir durumda evlenirlerse bu kişilerin evlilikleri hükümsüzdür. Ancak sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksunluk varsa bu hükümsüzlük mutlak butlan iken; sadece evlenme anında ayırt etme gücünden yoksunluk varsa bu hükümsüzlük nisbi butlan sonucunu doğurur.

 EVLENME EHLİYETİ

 Medeni Kanun yukarıda evlilik için saydığımız iki şartın yanında evlenme ehliyeti yönünden de bir kısıtlamalar getirmiştir. Bunlar evlenmeye tam ehliyetli, evlenmeye tam ehliyetsiz, evlenmeye sınırlı ehliyetsiz şartlarıdır.

Evlenmeye tam ehliyetliler onsekiz yaşını doldurmuş ayırt etme gücüne sahip olan ve kısıtlı olmayanlardır. Bu kimseler hiç kimseden izin almaksızın evlilik birliğini kurabilirler. Kişinin tam evlenme ehliyetine sahip olabilmesi için Medeni Kanun madde 11 de ki yaş ya da yasal erginliği ulaşılması aranır. ‘’Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar.  Evlenme kişiyi ergin kılar.’’ Ancak Medeni Kanunun 12. maddesinde bir kişi onbeş yaşını doldurduğu vakit kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Bu 12.maddede ki erginliği biz evlenme erginliği olarak anlayamayız; çünkü kanunun diğer maddesinde en az onaltı yaşını doldurmuş olmak gerekir deniyor.

Evlenmeye tam ehliyetsiz olan kişiler ise evlenme erginliğine erişmemiş olanlara, erişmiş olmakla beraber ayırt etme gücü yoksun olanlardır. Bu kişiler herhangi birilerinin rızaları ya da mahkeme kararı ile de evlenemezler.

Evlenmeye sınırlı ehliyetsizler ise onyedi yaşını doldurmuş olanlarla, ergin olup da kısıtlandıkları için velayet ya da vesayet altında bulunanlardır. Bu kişiler ancak yasal temsilcilerinin izni ile evlenebilirler. Velayet ana baba da ortak ise her ikisinin de izni gerekmektedir. Yasal temsilcinin rızası yazılı ve noterden imzasının onaylanmış olması gerekir. Haklı bir sebep olmaksızın yasal temsilci evlenmeye izin vermezse mahkeme aracılığıyla kişi evlenmeye izin alabilir yani bu izni yasal temsilci yerine mahkeme verir.

Yukarıda söylediğimiz her şey kişinin evlenme ehliyetine sahip olması için gereken hususlardı ancak kişi evlenme ehliyetine sahip olsa dahi öyle durumlarla karşı karşıya kalınır ki kişinin evlenmesine olanak olmaz. Bunlar kesin evlenme engeli ve kesin olmayan evlenme engeli diye ikiye ayrılır.

KESİN EVLENME ENGELİ

Hısımlık:

Hısımlık bahsi üçe ayrılır: Kan Hısımlığı, Kayın Hısımlığı ve Evlatlık İlişkisi. Kan hısımlığı Medeni Kanun Madde 129 da belirtilmiştir: ‘’Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: 1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında.’’ Anlaşılacağı üzere altsoy ve üstsoy arasında dere yönünden bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak yansoy hısımlığında üçüncü derece evlenme yasağı sınırı olarak getirilmiştir. Kayın hısımlığı ise yine Medeni Kanun Madde 129 da düzenlenmiştir: ‘’ 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında evlenme yasaktır.’’ Bu hüküm evliliğin sona ermesi neticesinde etkilidir. Evlilik sona erdikten sonra doğanlar kayın hısımlığına girmediği için onlar açısından evlenme yasağı söz konusu değildir. Evlatlık ilişkisi Medeni Kanun Madde 129 da belirtilmiştir: ‘’ 3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenme yasaktır.’’

Önceki Evlilik:

Önceki evlilik ikinci kesin evlenme engelimizdir. Medeni Kanuna göre yeniden evlenmek isteyen kimse önceki evliliğini sona erdirmek zorundadır. Evlilik sona ermeden yapılan ikinci evlilik mutlak butlanla sakattır.

Akıl Hastalığı:

Medeni Kanun Madde 133: ‘’ Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.’’ Burada bahsedilen akıl hastalığı ayırt etme gücünü ortadan kaldırmayan akıl hastalığıdır. Zaten ayırt etme gücünü ortadan kaldıran akıl hastalarının evlenme yasağı vardır.

KESİN OLMAYAN EVLENME ENGELİ

Kesin olmayan evlenme engellerinden herhangi biri bulunursa evlenme memuru evliliği gerçekleştirmez; ancak her nasılsa bu evlilik gerçekleşmişse kesin olmayan evlenme engeli yüzünden evlilik sona ermez. Yani bunların varlıkları halinde evlilik geçerliliğini korur, iptal edilmez. Bunlar da iki tanedir. Bekleme süresi ve bazı bulaşıcı hastalıklar.

Bekleme Süresi:

Medeni Kanun 132. Madde: ‘’ Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. ‘’ Bu hüküm sadece kadınları ilgilendiren bir hükümdür. Bu hükmün koyulmasının nedeni kadının eski evliliğinden herhangi bir hamilelik durumu meydana gelmişse soybağı karışıklığını önlemek amaçlıdır. Ancak kadın iki halde bu süreyi beklemek zorunda değildir. Bunlardan ilki kadının hamile olmadığının anlaşılması ki bu da tam teşekküllü bir sağlık kurumundan alınan raporla sağlanır. İkinci durumumuz ise kadının eski kocası ile tekrar evlenmek istemesidir. Bu durumda da ortada soybağı karışıklığına neden olacak herhangi bir durum olmadığı için süre beklemeye gerek görülmemiştir.

Bazı Bulaşıcı Hastalıklar:

Bu kriterimiz Medeni Kanundan değil Umumi Hıfzısıhha Kanunu’ndan kaynaklanır.(Genel Sağlığın Korunması Hakkında Kanun)

Yazarlar:

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Huk.Fak.Öğ. Duhan SAĞLAM