Title: TIBBİ MÜDAHALEDEN KAYNAKLANAN MADDİ VE MANEVİ ZARAR KAVRAMI
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on May 19
Rating: 5.0

Hekimin hukuki sorumluluğunun oluşabilmesi için en önemli şart tıbbi müdahaleden kaynaklı bir zararın hasta açısından vukuu bulmuş olmasıdır. Hasta açısından meydana gelen bir zarar yok ise hukuki sorumluluğun varlığından da söz edilemez. Bu sonuç, hukukumuzda zararı karşılama ve denkleştirme kavramlarının amacından da anlaşılabilmektedir.

Türk Hukuku bakımından zarar kavramı geniş anlamda zarar ve dar anlamda zarar olmak üzere iki farklı şekilde yer almaktadır. Geniş anlamda zarar kavramı hem maddi zararı hem de manevi zararı kapsamakta iken dar anlamda zarar kavramı yalnızca maddi zarar kavramını karşılamaktadır. Kanaatimizce hekimin tıbbi müdahaleden kaynaklanan zarar kavramını geniş olarak yorumlamak gerekecektir. Aksi takdirde oluşan manevi zararı kısmen dahi olsa tazminat hukuku hükümlerince karşılamak mümkün olmayacaktır.

                                                  

Maddi Zarar

Bir kimsenin iradesi dışında mal varlığında meydana gelen eksilmeye maddi zarar denmektedir. Eksilen mal varlığı kavramı dar olarak yorumlanmamalıdır. Zira tıbbi müdahaleden veya haksız fiilden kaynaklanan maddi zararlarda mal varlığı olayın vukuu bulduğu tarihteki mal varlığı değildir. Örneğin, hastanın haksız fiil ya da tıbbi müdahaleden kaynaklanan maddi zararları kavramına olayın vukuu bulduğu tarih sonrasındaki tedavi giderleri de girmektedir. Diğer bir deyişle, mal varlığındaki eksilmeler tıbbi müdahale veya haksız fiilden sonraki süreçte de meydana gelebilmektedir. Kişinin ölümü veya beden gücünü yitirmesi sonucu meydana gelen maddi zarara uygulamada cismani zarar tazminatı ve ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı da denmektedir.

Hastanın tedavi sırasında veya tedavi süresince yanlış ve/veya eksik tıbbi müdahale sonucu hayatını yitirmesi durumunda hastanın hak sahibi yakınları zarara neden olan hekimden yahut sağlık kuruluşundan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilir. Bu tazminat şayet hasta hayatta olsa idi destekte bulunduğu ve bakıp gözettiği kişilerin belirli veya belirlenebilir bir kazançtan yoksun kalınmasını içermektedir. Ayrıca hekimin ya da sağlık personelinin kusuru sonucu hastanın artan sağlık giderleri ve bakım giderleri kusurlu bulunan sağlık personelinden destekten yoksun kalma tazminatı yanında istenebilmektedir.

Tıbbi müdahale nedeniyle talep edilecek destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken aşağıda yer alan hususlar dikkate alınır:

  • Hastanın ölmeden önceki gelir miktarının tespiti gerekir. Gelir miktarı kişinin yaptığı işe göre kendi iş yerinden, vergi dairelerinden, meslek odalarından yapılacak araştırma ile tespit edilebilir. Şayet tespit edilemiyorsa yahut hasta mesleğe sahip değilse asgari ücret hesaplamada dikkate alınır.
  • Ölenin yaşı tazminat miktarının hesaplanmasında önemlidir. Şayet hasta genç yaşta ölmüş ise muhtemel çalışma süresi fazla olacağından, hesaplanacak tazminat miktarı yüksek olacaktır.
  • Tarafların tıbbi müdahaledeki kusur oranları da tazminat tutarını etkileyecek faktörlerdendir. Zira hekimin %80 kusurlu olması durumundaki tazminat tutarı ile %20 kusurlu olması durumundaki tazminat tutarı farklılık gösterecektir.
  • Ölen hasta evli ise dul kalan eşin yaşı ve evlenme şansı oranında hesaplanan tazminat tutarında mahkeme tarafından indirime gidilebilir.
  • Ölen hastanın miras gelirleri(örneğin dükkân sahibi ise dükkânın aslı değil kira gelirleri) ve rücua tabi yararlardan sayılan SSK ve Bağ-Kur gelirleri hak sahiplerine geçeceğinden hesaplanacak maddi tazminat miktarında indirime gidilebilir.

Maddi zararın hesaplanmasında hukuk sistemimizde birden fazla yöntem bulunmaktadır. Uygulamada aritmetik ortalama yöntemi, peşin sermaye yöntemi, tam artış tam iskonto yöntemi ve baliğ yöntemleri kullanılan yöntemlerden bazılarıdır. Bu yöntemler uygulanırken kişinin tahmini yaşama süresi ve çalışma dönemine ilişkin aktif ve pasif dönemler göz önünde bulundurulur.

Manevi Zarar

Manevi zarar bir kişinin hatalı tıbbi müdahale dolayısıyla bedenen ve ruhen duyduğu acı, ızdırap ve keder olarak kısaca ifade edilebilir. Diğer bir deyişle, hastanın hatalı veya eksik tıbbi müdahale nedeniyle fiziki ve/veya ruhi acılarının bir nebze de olsa dindirilebileceği veya azaltılabileceği hukuki dayanak manevi zarardan kaynaklı tazminat talebidir. Hasta yaşıyor ise hastanın kendisine, ölmesi halinde ise talep doğrultusunda yakınlarına manevi tazminat istemli dava açma olanağı hukuk sistemimizde yer almaktadır. Ayrıca hekimin sır saklama yükümlülüğünü ihmal ederek hastanın şahsi veya teşhis ve tedavi bilgilerini başka kimselerle paylaşması durumunda da manevi zararın varlığından söz edilebilir.

Bu makalede tıbbi müdahale nedeniyle oluşabilecek maddi ve manevi zarar kavramlarına ilişkin detaya girmeksizin genel bir çerçeve çizmeyi amaçladık. Hekimin kusuru nedeniyle talep edilebilecek maddi ve manevi tazminat kavramlarına ilişkin detaylı bilgileri diğer makalelerimizde bulabilirsiniz.

Av. Tuğsan YILMAZ