Title: Yanlış / Hatalı Tedavi Nedeniyle Malpraktis Davaları
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Jul 22
Rating: 5.0

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları içerisinde malpraktis kavramı; bilgisizlik, tecrübesizlik ya da hekimin hatasından dolayı hastanın zarar görmesi şeklinde açıklanmıştır.  Bu tür olumsuzluklar sebebiyle hastanın zarar görmesi halini hukuk sistemimiz güvence altına almıştır.

İnsanların en üst düzey ve aslî haklarından olan yaşama hakkı ve bununla birlikte sağlık hakkının hasta açısından tehlike içerisinde olduğu aşikârdır. Bu kapsamda hekimlerin görevi tıbbi standartlara bağlı kalarak hastaları sağlığına kavuşturmak veya bunun için çaba sarf etmektir.  Tıbbi standartlar kavramını biraz açıklamak gerekirse; tıp biliminin içerisinde bulunduğu gelişim süreci çerçevesinde oluşan, hekimlerin geneli tarafından kabul görmüş ve pratikte sıklıkla uygulanan tedavi metotlarıdır.

Tıbben belirli bir tedavi yönteminin standart halini alabilmesi için birçok deney ve gözlemin yapılabilmesi, uzun sürelerin geçmesi gerekebilir. Çünkü söz konusu husus insanın yaşam ve sağlık hakkıdır. Bu nedenle tıbbi müdahalelerde hekimlerin kural olarak tıbbi standartlara uygun bir tedavi süreci başlatmaları gerekmektedir. Klasik tıbbi standartlar hasta üzerinde olumlu bir sonuç vermediği takdirde hekimler buna alternatif olarak yine tıbbi anlamda tabiri caizse ayakları yere basan tedavi yöntemlerini uygulamalarında bir sakınca yoktur.

Peki, hekimler hangi durumlarda hatalı tıbbi müdahalelerinden sorumludur? Bu sorunun cevabı olarak Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan kusur sorumluluğu hususuna değinmekte fayda var. Hekimlerin hastanın zararına sonuçlanan tıbbi müdahalelerinde(yanlış teşhis yahut yanlış tedavide) kusurunun olup olmamasına göre sorumluluğunun doğacağından bahsetmek mümkündür. Bunun yanında tıbbi standartların doğru ve eksiksiz bir biçimde uygulanması hâlinde hastada oluşabilecek komplikasyonlardan hekim sorumlu tutulamayacaktır.

Yanlış / Hatalı Teşhis Nedeniyle Malpraktis Davaları

Kural olarak hekimlerin tıbbi tetkiklerin gerçeği yansıtmaması nedeniyle hatalı teşhisten doğan bir sorumlulukları bulunmamaktadır. Ancak çoğu hususta bahsedildiği üzere hekimlerin söz konusu teşhise dair bulguları kendi kusurundan dolayı yanlış bir biçimde yorumlaması, bu doğrultuda bir tedavi uygulaması ve hastanın teşhis aşamasında hekimin kusuru nedeniyle yanlış tedaviye yönelmesi nedeniyle hekim dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı tespitleri ve görevi ile ilgili ihmali ve hastada meydana gelen cismani yahut ruhsal bozulmalar nedeniyle davranışlarından sorumlu tutulacaktır.

Belirtmekte fayda vardır ki; Sağlık Hukuku ve malpraktisten kaynaklanan tazminat davalarının davaların büyük bir çoğunluğu yanlış tedaviden mütevellit açılmaktadır. Ancak hastalığın teşhisinin hatalı olması durumunda izlenecek tedavi süreci zaten yanlış tedavi olacak, hastada sonuç vermeyecek ve farklı hastalıklar da doğurabilecektir.

Örnekle açıklamak gerekirse; Hepatit A geçirmekte olan veya başlangıç seviyesinde olan bir hastanın belirtilerinde boğaz ağrısı vb. bulunması nedeniyle üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisi konulması durumunda ilaç verilmesi ve hastanın gönderilmesi teşhiste hekimin hatasına neden olacak ve Hepatit A nedeniyle ilaç kullanmaması ve karaciğeri yormaması gereken hasta ilaç kullanacak ve sağlık durumu daha kötü bir hal alabilecektir. Bu durumda hekimin yanlış teşhisi hastanın mağduriyetine neden olacağı için tazminat davası ve ceza davası ile karşılaşması muhtemel olabilecektir.

Yanlış / Hatalı Tedavi Nedeniyle Malpraktis Davaları

Hekimler için esas sorumluluk hatalı tedavi kısmında öne çıkmaktadır. Tıbbi standartlara uygun olmayan müdahalelerden dolayı hastanın zarar gördüğü durumlar bu kapsamda yer almaktadır. Tedavide hata birçok farklı şekilde vuku bulabilir ve buna günlük hayatta birçok örnek verebilmek mümkündür. En çarpıcı örneklerden biri olan medyada sıklıkla yer bulan ameliyat vs. tedavi esnasında hasta vücudunda yabancı madde unutulması, ameliyathanelerde hijyen kurallarına riayet edilmemesi (burada hastane yönetiminin de sorumluluğu bulunmaktadır), yüksek veya düşük standartta tıbbi müdahaleler, yanlış teşhise bağlı olarak uygulanan yanlış tedavi yöntemleri gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Malpraktis Nedeniyle Hekimin Sorumluluğu Davaları

Hekimlerin hastanın aleyhine oluşan bu rizikolara olan katkısı kendi kusurundan dolayı ise mağdur hastaya maddi/manevi tazminat ödemesi gündeme gelebilir.  Hasta hekim ilişkisi bir sözleşmesel ilişkidir. Bu hususta yine TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri sözleşmeden doğan hasta-hekim arasındaki sorumluluğa ilişkin hususlarda kıyasen uygulama alanı bulacaktır. Hekimin kusurundan dolayı hastanın hayatın olağan akışı içerisindeki kazanacağı veya kazanması muhtemel kazançlar, hastane/ameliyat masrafları hatalı tıbbi müdahalede bulunan hekimden maddi tazminat yoluyla talep edilebilecektir. Bunun yanında hastanın veya ailesinin hatalı tıbbi müdahaleden doğan acı, elem, ızdırap çekmesine sebep olabilecek hallerden dolayı hekimden manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.

En nihayetinde diğer tüm hakların oluşumuna fırsat veren yaşam hakkının hekimin kusurunca icrai veya ihmali bir şekilde ihlal edilmesi halinde cezai sorumluluğunun da doğabileceğini söylemek mümkündür.  

Avukat Tuğsan YILMAZ

Aydınlatılmış Onam Formu Nedir, Nasıl Hazırlanır? Konulu bir önceki sağlık hukuku alanındaki yazımızda hekimlerin aydınlatılmış onam formu hazırlanırken dikkat etmesi gerekenler, sorumlulukları ve rinoplasti bakımından tarafımızca hazırlanmış aydınlatılmış onam formu örneği yer almaktadır.