Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Oct 5
Rating:
Ölümlü trafik kazalarında ölen şahsın mirasçıları ve bazı 3. kişiler ölümden kaynaklanan zararlarını kazaya neden olan kişi veya kurumlardan talep edebilirler. Yargıtay’ın son kararları ışığında bu tür zararların bir kısmının tahsilinde kusur oranı dikkate alınmamaktadır. Bu konuya sonraki makalelerimizde daha geniş çaplı değineceğiz. Genel olarak ölümlü trafik kazalarında maddi ve manevi olmak üzere 2 çeşit zarar tazmini söz konusudur. Ölümlü trafik kazalarında maddi tazminat kaza nedeniyle ortaya çıkan veya çıkması muhtemel olan somut zararlardır. Ölümlü trafik kazalarında istenebilecek maddi tazminat türüne verilecek en basit örnek cenaze giderlerdir. Manevi tazminat ise ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının düştükleri acı, keder, ızdırap, öfke ve elemden kaynaklanan zararın bir nebze olsun giderilmesi amacıyla ölenin yakınlarına ödenen paradır.
Ölümlü trafik kazalarında ortaya çıkan maddi tazminatları genel olarak 3 kalemde toplayabiliriz. Bu kalemler;
1- Cenaze Giderleri: Ölüm olayın meydana geldiği andan ölünün gömülmesine kadar olan süreçte cenaze ile ilgili olarak ortaya çıkan giderlere cenaze giderleri denir. Bu giderlerin içersine defin giderleri, cenazenin bir yerden başka bir yere nakli gibi masraflar girer. Bu tür giderler maddi tazminat başlığı altından kazaya neden olan kişi veya kurumlardan talep edilebilir. Cenaze giderleri talep edilirken maktu yani belirgin bir rakam söz konusu değildir. Cenaze ile alakalı zaruri bütün giderler maddi tazminat içerisinde talep edilebilir.
2- Ölüm Hemen Gerçekleşmemişse Tedavi Gideri: Ölümlü trafik kazalarının önemli bir kısmında ölüm olayı hemen gerçekleşmez. Bir tedavi süreci söz konusu olur ancak bu süreçten yanıt alınamaz ve ölüm sonucu ortaya çıkar. İşte bu süreçte tedavi nedeniyle yapılan masraflar maddi tazminat talebi içerisinde kazaya neden olan kişi veya kurumlardan talep edilebilir. Bu tedavi giderleri kapsamına trafik kazası sonucu zarar gören kimseyi iyileştirmek için yapılan bütün masraflar girer. Ameliyat, ilaç ve hastane masrafları, ortopedik aygıtlar, refakatçi veya bakıcı masrafları, hastanın tedavisinin başka bir şehirde yapılması gerekiyorsa nakil masrafları gibi giderler bu kapsamdan talep edilebilir. Ayrıca kazaya uğrayan kişinin tedavi sürecinde iş gücünden yoksun kalması nedeniyle bu süreçte uğradığı zararlar da bu kapsamda değerlendirilir. Zira kaza geçiren kişi her ne kadar kaza neticesinde ölmüş olsa da tedavi sürecinde çalışamadığı için kendisi ve yakınları zarara uğramaktadır. Bu nedenle bu süreçte çalışma gücünü kaybettiğinden dolayı ortaya çıkan zararları ölenin yakınları kazaya neden olan kişi veya kurumlardan talep edebilirler.
3-Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Türk Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi’ne göre ölenin yardımından faydalananlar ölüm nedeniyle yoksun kaldıkları bu zararları tazminat olarak sorumlulardan talep edebilirler. Ölümlü trafik kazalarında ölenin desteği ile yaşamlarını sürdüren kişiler ölüm nedeniyle hayat standartları sarsılacağından ileriye dönük zararlarını kazaya neden olan kişi veya kurumlardan talep edebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı yalnızca ölenin mirasçılarında değildir. Ayrıca ölenin desteği ile hayatını sürdürdüğünü ispat eden 3. şahıslarda destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Bu tazminat oranı belirlenirken ölenin bedensel varlığı ile hizmet veya yardım ederek sağladığı destektir. Yani bu durumda ölenin amiyane tabirle sadece parası ile yardım ettiği kişiler değil beden ve akıl gücüyle hizmet ettiği kişilerde bu tazminatı talep edebilirler. Ölenin mirasından yüklü derecede malvarlığı edinilmiş olması destekten yoksun kalma tazminatı talebe engel değildir. Zira ölenin yakınları her ne kadar böyle bir malvarlığı edinmiş olsalar dahi ölenin yardım, hizmet ve çalışması ile edindikleri destekten yoksun kalacaklardır. Bu nedenle bu şahıslarda destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Bu tazminat oranı belirlenirken ölenin yakınlarına ne ölçüde destek olduğu veya olabileceği dikkate alınır. Bu hususta ölenin yaşı, yetenekleri, işi, sosyal statüsü gibi ölçütler göz önüne alınır. Trafik kazası sonucu ölenin henüz çocuk olması halinde ileride ailesine yapabileceği yardımlar dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatı belirlenir. Belirttiğimiz gibi destekten yoksun kalma tazminatı için ölenin yakını olmaya gerek yoktur. Örneğin ölenden burs alan bir öğrenci de ölüm ile ölenin desteğinden yoksun kaldığı için destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” demektedir. Maddi tazminatta ortada somut ve hesaplanabilen bir zarar varken manevi tazminatta ancak takdir edilebilen bir zarar ortaya çıkmaktadır. Zira ortada somut bir zarar söz konusu değildir. Ölümlü trafik kazalarında ölenin yakınlarının çektikleri acı, keder, ızdırap, öfke ve elem hakim tarafından göz önüne alınır ve bu doğrultuda hakkaniyet gereğince bir tazminata hükmedilir. Manevi tazminatın en önemli işlevi ölenin yakınlarını tatmin edici bir rol oynamasıdır. Her ne kadar maddi unsur olanın paranın bu manevi zararları karşılamayacağı net olarak bilinse de ölenin yakınlarının bu manevi zararlarını bir nebzede olsa giderilmesi amacı doğrultusunda kararlaştırılır. Maddi tazminatta ortada bir hesaplama durumu söz konusu iken manevi tazminatta kanun koyucu hakime geniş bir takdir yetkisi vermiştir. Zira manevi zararların hesaplanması gibi bir durum söz konusu olamaz. Manevi tazminat belirlenirken ölenin ve yakınlarının sıfatı, sosyal statüleri, ekonomik durumları vb. hususlar dikkate alınır. Ölümlü trafik kazalarında manevi tazminat talebi hakkı sadece mirasçılara değil 3. şahıslara da tanınmıştır. Örneğin ölenin nişanlısı da kazaya neden olan kişi veya kurumlardan manevi tazminat talep edebilir.
Ölümlü trafik kazalarında ortaya çıkan tazminat sorununu genel esasları bu şekilde olmakla birlikte her olay kendi içerisinde ayrı bir vak’a taşımaktadır. Bu nedenle bu tazminat kalemlerinin çok daha ayrıntılı olarak açıklanması gerekmektedir. Bu açıklamalara ilerki makalelerde devam edeceğiz.
Av. Halil İbrahim ÇELİK – Av. Tuğsan YILMAZ
selamlar. öncelikle bilgi verici makaleniz için teşekkürler eminim birçok kişiye yararı olmuş ve daha birçok kişinin de umut kaynağı olmaya devam eder nitelikte. şimdi benim sorum araştırdığım kadarıyla bu konuda kazada ölenin mirasçısı olarak açılacak dava sigorta şirketine karşı açılıyor ve 10 yıl zaman aşımı süresi de var. yani en geç geriye dönük olarak bugünkü tarihi baz alırsak 2004 te gerçekleşen olaya dava açabiliyoruz. benim olayım 2000 yılında oldu ve o tarihte aynı şekilde sigorta şirketine dava açıldı fakat ölen yakınım kaza raporuna göre 8 de 8 suçlu olduğu gerekçesiyle ve karşı tarafta da ölü bulunduğu için tazminatın bize değil karşı tarafa ödenmesi şeklinde bir karar çıktı. olay özetle böyle şimdi kanun vatandaşın aleyhine değil lehine işler kuralına dayanarak yargıtayın verdiği bu emsal kararın bize herhangi bir yararı olabilir mi? biraz uzun oldu sorum teşekkürler şimdiden.
merabalar 2003 yilinda trafik kazasi gecirdik babam annem abim vefat etti ben ve kizkardesim kaldik destekten yoksunluk parasi alaniliyormuyuz yoksa zsman asimina ugramismidir bu konuda yardimci olurmusunuz boyle birseyin oldugunu yeni ogrendik trsrkkur ederim cevabinizi beklioruz
iyi günler benimde babam 1999 da trafik kazasında vefat etti fakat bu haklardan haberimiz yoktu zaman aşımı suresı ne kadardır bilgilendirirseniz sevinirim
Merhaba 2015 yılında benim oğlumun babası trafik kazasında yaşamını yitirdi şimdiki eşi kızı benim oğlum ve ölen kişinin babası olmak üzere 4 kişi destekten yoksun kalma tazminatına başvurduk fakat 260 binlik poliçeden diğerleri yüksek meblalar alırken benim oğluma düşen 26 bin ve oğlum 11 yaşında daha bu hesaplamada yanlışlık yokmu sizce 76 yaşındaki babası bile bizden çok fazla aldı bilgilendirirseniz sevinirim