Title: Boşanma Davasında Karşı Dava Açma
Reviewed by Av.Tuğsan YILMAZ on Apr 29
Rating: 5.0

Yüzyıllar boyunca sosyal bir olgu olarak mevcudiyetini koruyan boşanma, evlilik kadar eski bir kavram olmakla birlikte her ne kadar toplum algısı karşısında olumsuz bir kimliğe bürünse de içinde yaşanılan toplum ve kültüre göre farklılık göstermek üzere eşler arasında yaşanılan bireysel, sosyal, ekonomik ve kültürel anlaşmazlık ve uyuşmazlıklar neticesinde başvurulan bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Boşanma ve ayrılık hususunda toplumumuz idrak ve algısı çoğu zaman olumsuz ve baskıcı bir tutum ve davranış şeklinde vücut bulsa da, evlilik birliğinin sona erdirilmesi kimi zaman eşlerin ve çocukların bireysel yaşantılarında daha olumlu sonuçlar doğurmakla birlikte eşlerin evlilik birliği kapsamında ortak yaşamı çekilemez hale getiren tutumlarının ileride daha kritik ve kompleks bir yapıya dönüşmekle birlikte huzursuz ve sağlıksız bir aile yaşamının önüne geçmeyi de sağlamaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu özel ve genel olarak ayrıma tabi tutulmak üzere zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin sarsılması sebepleri ile anlaşmalı olarak boşanmayı tanzim etmekle birlikte bu sebepler, eşlerin yaşadıkları somut olaylara göre farklılık göstermek ve her maddi olgunun şartları kendi içinde değerlendirilmek üzere ispat edilmek kaydıyla, boşanma davalarında geniş takdir yetkisiyle donatılmış hakimin de kararıyla boşanma sonucunu doğurmaktadırlar. Eşler, kendi kanaatlerince boşanmaya yol açan olay ve davranışlar ile boşanma sürecine katkı sağlayan tutum ve hareketlere dayanak oluşturan ve TMK uyarınca belirtilen sebeplerin varlığını ileri sürerek boşanma davası açabilmektedirler. Ancak eşlerden birinin eşinin kendisini terk etmesi sebebiyle TMK m.164 uyarınca açmış olduğu boşanma davasının yargılaması devam ederken davalı sıfatındaki eşin tehdit ve hakaretlere maruz kalmasıyla birlikte ileri süreceği savlar aynı davanın konusu içinde değerlendirilme olanağı taşımadığından yeni bir dava açılması, boşanma davasının bekası açısından önem taşımaktadır. Hukuki olarak karşı dava terimini karşılayan bu olay, başka bir anlatımla açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın davalısının, asıl davanın davacısına karşı asıl davanın açıldığı mahkemede açmış olduğu dava olup bu davanın şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 132.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre karşı dava açılabilmesi için;

a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması,

b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması,

şart olarak kabul edilmektedir.

Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, karşı davaya karşı, dava açılamaz.

Uygulamada genellikle bu iki dava birleştirilmekle birlikte taraf davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı sıfatlarını almaktadırlar.

Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılmaktadır. Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde ise, mahkeme davaların ayrılmasına karar vermektedir.

Aşağıda verilen Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin kararında öncelikle kadın olan eşin kocanın kadının kendisi ve annesine şiddet uygulaması, kadını evden kovmasıyla birlikte bir boşanma davası açtığı, kocanın da eşinin kendisine mesaj çekmek suretiyle hakaret etmesi sonucu evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle karşı dava açtığı anlaşılmaktadır. Netice olarak bu iki dava birleştirilmiş, davalı-karşı davacı kocanın davasının da kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde yazılı şekilde ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu karara bağlanmıştır.

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ

Esas : 2011/2715

Karar : 2011/4615

Tarih : 15.03.2011

BOŞANMA DAVASININ KARŞILIKLI OLARAK AÇILMASI

Karşılıklı olarak açılan boşanma davasında;

Davalı-karşı davacı kocanın davası yönünden de Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleştiğinden, kocanın davasının da kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde yazılı şekilde ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hükmün her iki dava yönünden temyizen tetkiki istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda eşine mesaj çekmek suretiyle hakaret eden kadının kusuru yanında,  eşine ve eşinin annesine şiddet uygulayan, kovan kocanın daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.

Davalı-karşı davacı kocanın davası yönünden de Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir.

O halde davalı-karşı davacı kocanın davasının da kabulüyle boşanmaya karar verilecek yerde yazılı şekilde ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ

Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre kadının boşanma davası ve fer`ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.

Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İ. ÇELİK
Huk.Fak.Öğ. D. TALGIR

Bir önceki Aile Hukuku ve Şahıs Hukuku kategori yazımız : Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Tanınması ve Tanınmanın İptali Davası