Title: Şiddet Nedeniyle Boşanma Oranı Hızla Artıyor!
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Nov 8
Rating: 5.0

Şiddet, insanoğlunun mayasında az ya da çok yer alan ve şiddet uygulamanın da şiddete maruz kalmanın da nahoş sonuçlar doğurabildiği bir davranıştır. Eşlerin birbirlerine karşı psikolojik, fizyolojik, duygusal ve cinsel şiddet uygulamaları sonucunda boşanmalara varan durumlarla karşılaşmak yaygın olasılıklı bir durumdur.

Şiddet nedeniyle boşanma TMK(162/1) hükmünde hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış başlığı altında düzenlenmiştir. Pek tabii şiddete maruz kalan eş TMK(162/1) hükmünü esas alarak veya şiddet nedeniyle evlilik birliğinin tahammül edilemez bir hâl alması sebebiyle TMK(166/1) hükmü çerçevesinde genel boşanma nedenlerinden evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak da talepte bulunabilir. Şiddet kavramını dört kategori içerisinde inceleyecek olursak;

Fizyolojik Şiddeti eşlerin birbirlerinin vücut bütünlüğüne kast edecek bir şekilde güç kullanması şeklinde açıklayabiliriz. Günlük hayatta toplumumuzda üzücü olmakla birlikte özellikle kadına fizyolojik şiddet uygulanması durumu ile çok sık karşılaşılmaktadır. Bunun yanında nadir de olsa kadının erkeğe yönelik fizyolojik şiddet uygulaması ile karşılaşmak da mümkündür. Başlıca fizyolojik şiddet örnekleri olarak dövmek, yaralamak, ısırmak gibi vücut bütünlüğüne yönelik saldırılar ön plana çıkmaktadır.

Psikolojik Şiddet, genel olarak tarafların manevi bütünlüğüne, çevresinde oluşturduğu itibarına yönelik yapılan saldırılar olarak ele alınabilir. Kişinin; eşine yönelik aşağılayıcı, hor görücü tavırlar sergileyip başkaları önünde onurunu kastî olarak zedelemesi, iftira gibi suçlamalarda bulunması dahi psikolojik şiddet temelli TMK(162/1) hükmü çerçevesinde pek kötü veya onur kırıcı davranış kategorisinde bir boşanma sebebidir.

Cinsel Şiddet, eşlerin karşılıklı olarak cinsel ihtiyaçlarının karşılanması, evlilik misyonu çerçevesinde evlilik akdinden doğan bir yükümlülüktür. Bunun yanı sıra eşler birbirlerine karşı bir sadakat yükümlülüğü borcu altındadır. Cinsel şiddet durumunda eşlerin istek dışı, cebren cinsel ilişki kurması veya tam aksine cinsel ilişkiden kasti olarak kaçınması gibi davranışların evlilik birliğini tahammül edilemez noktalara taşıyabilmesi mümkündür.

Duygusal Şiddet, eşlerin tamamıyla birbirlerine karşı olan özel hislerine binaen duygusal şiddet kavramı çeşitli hallerde kendini gösterebilmektedir. Eşe karşı ilgisiz davranmak, zor günlerinde kastî olarak eşe destek olmamak, bir birlik olan evlilik kurumunda eşi tek başına bırakmak, eşe sürekli onu sevmediğini belirtmek duygusal şiddet kapsamında değerlendirilebilir.

Eşlerin birbirlerine karşı hislerinin değişmesi pek tabii suç değildir ancak diğer eş tarafından sevgi, saygı temelli bir kurum olan evliliğin tek taraflı sevgi, saygı ile sürdürülebilmesi pek mümkün değildir. Velhasıl şiddete maruz kalan eş için evlilik birliği tahammül edilemez bir hâl alacaktır ve TMK 166/1 hükmü çerçevesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talebinde bulunabilecektir.

Av. Tuğsan YILMAZ
H.A.ÇABUK

Bir Önceki Yazı; Vesayet (Vasilik) Davalarında Usul