Title: Vesayet (Vasilik) Davalarında Usul
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Nov 7
Rating: 5.0

Vesayet davalarında vasinin hangi sebeplerle, kimler arasından, kim tarafından atanacağını önceki yazılarda belirtmiş idik. Bu yazıda vasinin atanmasında teoriden biraz daha pratiğe yönelik bilgilerden söz edeceğiz.

Vesayet Davası Nasıl Açılır?

TMK 411. madde, vesayet işlerinde yetkiyi küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine vermiştir. Vesayet daireleri Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Sulh Hukuk Mahkemelerine yapılan dilekçe ile müracaatta davacı davayı açan taraf veya vekili iken; davalı taraf olmadığı için dilekçede hasımsız olarak belirtilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinde küçüğün veya kısıtlının günlük yaşantısını idame ettiremeyeceğinden söz edilir ve bu durum doktor raporları veya tanıklar ile mahkemeye ispat olarak sunulur.

Vasi talebi hakkındaki dilekçe herhangi biri tarafından kaleme alınabilir. Yalnız mağdur olmamak adına bir hukukçudan profesyonel destek almak tercih edilebilir. Devlet dairelerinin de bir talep olmaksızın re’sen kişinin vesayet altına alınması gerektiği hususunda ilgili makamlara duyuru yapabilir.

Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar. TMK 418. madde hükmüne göre, şu kişiler vasi olamazlar;

Kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar, haysiyetsiz hayat sürenler, menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar, onunla aralarında düşmanlık bulunanlar ve ilgili vesayet daireleri hâkimleri.

 TMK 422 hükmünde ise vasilikten kaçınma ve itiraz halleri düzenlenmiştir. Vasiliğe atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak on gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir.

İlgili olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak on gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir.

Vesayet makamı, vasilikten kaçınma veya itiraz sebebini yerinde görürse yeni bir vasi atar; yerinde görmediği takdirde, bu konudaki görüşü ile birlikte gerekli kararı vermek üzere durumu denetim makamına bildirir. Vasilik konusunda kanunda belirtilen denetim makamı Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Vasilik davası, amacından da anlaşıldığı üzere kamu düzenini ilgilendiren bir davadır. Bunun sonucu olarak davadaki tek taraf olan davacı, davayı sürüncemede bıraksa dahi hâkim re’sen bu davayı sonuçlandırmak durumundadır.

Av. Tuğsan YILMAZ
H.A.ÇABUK

Bir önceki yazımız; Boşanma Davalarında Avukatlık Ücreti Ve Yargılama Giderleri