Title: Boşanma Davası Sürerken Sadakat Yükümlülüğü
Reviewed by Av.Tuğsan YILMAZ on May 8
Rating: 5.0

Eski çağlardan günümüz dünyasına uzanan tarih sahnesi boyunca, tarihin her döneminde ehemmiyet gösterilen kurum ve kavramlar olarak kabul edilen evlilik müessesesi ve aile nosyonu, her toplumun kültür, inanış ve çeşitli gelenek ve göreneklerine göre farklılık göstermekle birlikte, esasen evlilik, eşlerin müşterek bir hayat inşa etme gayelerinin yanında bir ömür boyu devam edecek olan duygu ve düşünce ortaklığı, manevi yönü kuvvetli kader birliği; aile ise kendine has yapısı ve evrensel olma niteliğiyle birlikte inşa edilmesi bakımından evlilik kurumuna ihtiyaç duyan bir müessese olarak nitelendirilmektedir.

Bu müessese bağlamında ise kanun koyucu, evlilik birliğinin evlenme yoluyla kurulacağını TMK m.185/1 kapsamında açıkça ifade etmektedir. Eşlerin bütünüyle daimi ve müşterek bir hayat yaşama gayesiyle evlenmeyle birlikte kurulan evlilik birliği, eşlerin bu gayeleri dolayısıyla birbirlerine olan karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin kanun koyucu tarafından düzenlemesini tabii olarak zorunlu kılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Aile Hukuku kitabının birinci kısmı olan Evlilik Hukuku kısmının, Evliliğin Genel Hükümleri başlıklı üçüncü bölümünün 185.maddesi gereğince genel olarak tanzim edilen eşlerin karşılıklı hak ve yükümlülüklerine göre, evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olmakla birlikte, eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü kılınmaktadır. Ayrıca kanun koyucunun kanaatine göre, eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Eşler arasında evlilik birliği kapsamında mevzubahis olan her bir yükümlülüğün ehemmiyeti farklı olmak üzere, eşlerin evlilik birliği çerçevesinde temel yükümlülüklerinden olan karşılıklı sadakat yükümlülükleri, eşler için eşitlilik ilkesi gereğince tarafların eşit derecede sahip oldukları bir yükümlülük olmakla beraber, sadakat yükümlülüğü, başta cinsel sadakat olmak üzere eşlerin birbirlerine yardımcı olma, birbirlerini destekleme ve her ortamda eşin diğer eşin menfaatlerini koruma amacı güderek hareket etmesi gibi tutum ve davranışları da kapsamaktadır. Belirtmek gerekir ki, eşlerin karşılıklı sadakat yükümlülükleri, evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte sonlanmakta; bu hususta da eşler arasında devam etmekte olan bir boşanma yargılaması esnasında tarafların birbirlerine olan sadakat yükümlülüklerinin sona erdiği yorumunda bulunmak, mutlak olarak yanlış bir değerlendirme olacaktır. Aksine, tarafların devam eden bir boşanma davası süreci içerisinde de karşılıklı olarak sadakat yükümlülükleri devam etmekte, bu mevzuda sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesine yönelik her davranış ve hareket, her mevcut somut olayın şartları kendi içinde değerlendirilmek kaydıyla devam eden bir boşanma yargılamasında boşanma davasının bekası ve kusur oranlarının tespiti bakımından önem arz etmektedir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2012/18738 E., 2013/4757 K. ve 25.02.2013 tarihli bir kararına göre, boşanma yönünde oluşan karar henüz kesinleşmeden, davacı (kadın)`ın bir başka erkekle düğün yaptığına ilişkin fotoğrafların temyiz aşamasında dosyaya sunulması üzerine, boşanma yönünde oluşan karar kesin hüküm halini almadan, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranışı gerçekleştiği takdirde, davanın açılmasından sonra da olsa, o taraf bakımından kusur oluşturacağı ve boşanmanın fer`i sonuçları üzerinde etkili olacağı ifade edilmektedir.

Öyleyse, davalı (koca)`nın temyiz aşamasında sunduğu fotoğraflarla ilgili gerektiğinde davacı (kadın)`ın isticvap olunarak beyanına başvurulması ve gerçekleşecek sonucuna göre tarafların kusur durumu ile kusura bağlı taleplerin yeniden değerlendirilip karara bağlanması gerekmektedir.

 

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ

 

2012/18738 E., 2013/4757 K., 25.02.2013 T.

Boşanma Davası

Kesin Hüküm Oluşmadan Eşlerden Birinin Başkasıyla Evlenmesi

Boşanmada Eşlerin Kusur Oranı

Evlilik Birliğinde Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü

Boşanma yönünde oluşan karar henüz kesinleşmeden, davacı (kadın)`ın bir başka erkekle düğün yaptığına ilişkin fotoğraflar temyiz aşamasında dosyaya sunulmuştur. Boşanma yönünde oluşan karar kesin hüküm halini almadan, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranışı gerçekleştiği takdirde, davanın açılmasından sonra da olsa, o taraf bakımından kusur oluşturur ve boşanmanın fer`i sonuçlarına etkili olur. Öyleyse, davalı (koca)`nın temyiz aşamasında sunduğu fotoğraflarla ilgili gerektiğinde davacı (kadın)`ın isticvap olunarak beyanına başvurulması ve gerçekleşecek sonucuna göre tarafların kusur durumu ile kusura bağlı taleplerin yeniden değerlendirilip karara bağlanması gerekir.

DAVA VE KARAR

Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hüküm; davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI

Boşanma yönünde oluşan karar henüz kesinleşmeden, davacı (kadın)`ın bir başka erkekle düğün yaptığına ilişkin fotoğraflar temyiz aşamasında dosyaya sunulmuştur. Evlilik birliğinde eşlerin sadakat yükümlülüğü (TMK. md. 185/3), birlik devam ettiği sürece aranır.

Boşanma yönünde oluşan karar kesin hüküm halini almadan, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranışı gerçekleştiği takdirde, davanın açılmasından sonra da olsa, o taraf bakımından kusur oluşturur ve boşanmanın fer`i sonuçlarına etkili olur. Öyleyse, davalı (koca)`nın temyiz aşamasında sunduğu fotoğraflarla ilgili gerektiğinde davacı (kadın)`ın isticvap olunarak (HMK. md. 171-174) beyanına başvurulması ve gerçekleşecek sonucuna göre tarafların kusur durumu ile kusura bağlı taleplerin yeniden değerlendirilip karara bağlanması gerekir.

Açıklanan yönde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiş, bozma sebebine göre ise kocanın diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenmemiştir.

SONUÇ

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), bozma sebebine göre davalı (koca)`nın davacı kadının kabul edilen boşanma davası ile fer`ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,  oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Değerli çoğunluk boşanma davalarında temyiz aşamasında yeni delil sunulabileceği düşüncesindedir. Oysa, pozitif hukukta böyle bir usul hükmü bulunmamaktadır. Atıf yapılan Türk Medeni Kanununun 185/3 hükmünün ise bir usul kuralı olmayıp maddi hukuk kuralı olduğu herkesin bilgisi dahilindedir. Boşanma davalarında hakim işten elini çektikten sonra bile delil sunma hakkı verilmesi bütün boşanma davalarında sonsuz sayıda delil sunma hak ve yetkisini içerir ki bu uygulamanın boşanma davalarını sonlanmaz duruma getireceği izahtan varestedir. Kaldı ki tahkikat aşamasında vakıaların genişletilmesine diğer taraf muvafakat etmediği ve usulüne uygun bir ıslah dahi olmadığına göre, sadece dava öncesi vakıalara göre karar verilebilir Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. madde hükmü değerli çoğunluk ile aynı düşünmeme engel oluşturmaktadır.

Yazarlar:
Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR

Bir önceki kategori yazısını okumak için; Özel Boşanma Nedeni Genel Boşanma Sebebinden Önce Mi Değerlendirilir?