Title: Eksik Borç Nedir? Doğuştan Eksik Borçlar Nelerdir?
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Oct 16
Rating: 5.0

Normal şartlarda, bir borç ilişkisinde taraflardan birisi edim yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer tarafın başvurabileceği bazı hukuki işlemler vardır. Mesela, sözleşmede kendi edimini (borcunu) yerine getirdikten sonra karşı tarafın edimini talep edebilir, bu talebi sonuçsuz kalırsa dava açabilir, dava sonucu elde ettiği ilam aracılığı ile cebri icraya başvurup alacağını tahsil edebilir.

Bu tür borçluyu ifaya zorlama yollarının hiçbirine başvurmanın mümkün olmadığı, borçlunun borcunu ödemeyebileceği borçlara “eksik borçlar” adı verilmektedir. Eksik borçlar, borçlu tarafından rızaen yerine getirilmediği takdirde alacaklı tarafından dava ve cebri icra yoluyla takip edilemeyen borçlardır. Bu borçlar hukuki olarak ve normal borç olarak mevcutlardır. Lakin edimlerin ifası dava edilemez. Borçlu borcu kendiliğinden yerine getirirse, gerçek bir ifa söz konusu olur ve borçlu ifa etmek zorunda olmadığını sonradan öğrenmiş olsa dahi ifa ettiği borcunu geri alamaz. Başka bir hukuki işlem olan sebepsiz zenginleşme hükümlerine başvuramaz.

Eksik borçlar doğuştan eksik borçlar ve sonradan eksik borçlar olarak iki ana grupta incelenir. Bunların zaman bakımından eksik borç haline geldikleri zaman farklı olduğu gibi doğurdukları hüküm açısından da farklılık vardır. Biz bu gruplar içerisinden doğuştan eksik borçları kısaca aktarmaya çalışacağız.

Doğuştan Eksik Borçlar Nelerdir?

Doğuştan eksik borçların birincisi “kumar ve bahis borçları”dır. Türk Borçlar Kanunu kumar ve bahis borçlarına ilişkin olarak “kumar ve bahisten doğan alacak hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz.” demek suretiyle bu borçların eksik borç özelliği gösterdiğini açıkça ifade etmiştir.

Kumar ve bahis için bilerek verilen avanslar ve ödünç paralar ile kumar ve bahis niteliğinde oldukları takdirde, borsada işlem gören malların, yabancı paraların ve kıymetli evrakın fiyatı üzerine yapılan vadeli satışlar hakkında da borçlar kanununun 604. Madde 2. fıkrasında yer alan hükümler uygulanır. Hatta kumar ve bahis oynayan bahse giren kişi tarafından imzalanmış adi borç veya kambiyo senedi üçüncü kişilere devredilmiş olsa bile bu hüküm yine uygulanma sonucu olarak karşılarına çıkar.

Kıymetli evrakın iyi niyetli üçüncü kişilere sağladığı haklar saklı olmak üzere, hiçbir kimse bunlara dayanarak dava açamaz ve takip yapamaz. Kumar ve bahis borcu için isteyerek yapılan ödemeler geri alınamaz. Ancak, kumar veya bahsin usulüne göre yürütülmesi beklenmedik olayla veya diğer tarafın fiiliyle engellenmişse ya da diğer taraf kumar veya bahse hile karıştırmışsa, isteyerek yapılan ödeme geri alınabilir.

Doğuştan eksik borçların ikincisi ise “evlenmeye aracılık sözleşmesinden doğan ücret ödeme borcudur.” TBK. M.505/1 hükmü uyarınca aracılık sözleşmesi, aracının taraflar arasında bir sözleşme kurulması olanağının hazırlanmasına veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Bu sözleşmede kanun hükmüne göre eksik borçlara girer. TBK m. 524 de bu durum, evlenme simsarlığından doğan ücret dava edilemez şeklinde yer bulmuştur.

Doğuştan eksik borçların üçüncüsü ise “ahlaki vazifeden doğan borçlar”dır. Kanunda kimlerin kimlere karşı nafaka yükümlülüğü olduğu belirtilmiştir ancak kanundan doğan bir nafaka yükümlülüğü bulunmadığı halde akrabalık ilişkisinden dolayı belirli bir nafaka ödenmesi yükümlülüğü, ahlaki vazifeden doğan bir borçtur. Örneğin TBK.m.364’de düzenlenen nafaka alacaklısı olarak belirlenenler dışında kalan amca, hala, dayı, teyze veya bunların eşlerinin vermiş olduğu nafaka ödenmesi yükümlülüğü ahlaki vazifeden doğan bir borçtur. Ahlaki vazifenin yerine getirilmesinden kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez.(TBK.M.78/2) Ahlaki bir vazifenin yerine getirilmesi de bağışlama sayılamaz.(TBK.m.285/3)

Doğuştan eksik borçların sonuncusu olarak da “sözleşmeden doğan eksik borçlar”dır. Taraflar kendi kurdukları hukuki bağdan doğan alacağı, dava veya cebri icra unsurundan ayırarak, sözleşmenin irade serbestîsi özelliğine dayanarak, alacağın dava veya cebri icraya konu edilemeyeceğini kararlaştırabilirler. Bu nitelikteki borçlarda doğuştan eksik borç özelliği gösterir.

TBK. M.605’de ifade edildiği üzere eksik borçların ortak özelliği olan, isteyerek yapılan ödemeler geri alınamaz. İade talebi, sebepsiz zenginleşmeye ve bağışlamaya dayandırılamaz. Borç hala mevcuttur fakat borçluyu ifaya zorlayabileceğimiz hiçbir hukuki işlem kalmadığından bundan dolayı eksik borç ismini almış ve taraflar arasında eksik borç olarak kalmıştır.

Av. Tuğsan YILMAZ
Ç.KESEMEN
H.ÖZER

Önceki makale için; Medeni Hukuk Bakımından Gerçek Kişiliğin Başlangıcı