Title: Türk Hukukunda İyiniyet ve Dürüstlük Kavramı
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Oct 1
Rating: 5.0

İyiniyet kavramının tarihi Roma Hukukuna dayanır. Kara Avrupası Hukuk Sisteminin temeli sayılan Roma Hukukunda bona fides olarak anılan iyiniyet kavramı, günümüzde de çok etkin bir biçimde önemini korumaktadır. Tanım olarak, kişinin gerekli tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen bir hukukî sonucun doğmasına engel olan durumları öngörememesi şeklinde açıklayabiliriz. TMK (md 3/2)’de iyi niyet iddiasında bulunabilmenin ön şartı olarak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni yerine getirme durumu aranır.

Bireyler hukukî ilişkilerinde ve haklarını/özgürlüklerini kullanırken iyi niyet kuralına uymak zorundadırlar. Türk Hukukunda iyi niyet kavramına her noktada itibar edilmektedir. Esasında hukuki ilişkilerde bir güven zemininin sağlanması amaçlanmaktadır.

Dürüstlük kavramı; Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” şeklindeki hükümde açık bir şekilde düzenlenmiştir. Dürüstlük; ahlaki değerlere sahip ortalama bir insandan beklenebilecek nitelikte olan davranış biçimidir. Makul olmanın ölçüsü kişiden kişiye değişebilir bu gayet normaldir fakat toplumun genel doğrularına ve ahlak kurallarına uygunluk makul olmanın genel ölçütüdür.

Bireyler nasıl ki günlük yaşantılarında dürüst insanlara itibar ediyor ise kanun koyucu da o şekilde dürüstlük kuralına büyük bir mevki atfetmiştir. Dürüstlük kuralına meşruiyet kazandıran TMK Md(2/2) ye tekrar döndüğümüzde “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” şeklinde bir ifade yer almaktadır. Hakkın dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde kullanılmasına, hakkın özünü saptırmasına hakkın kötüye kullanılması denir. Bu kötüye kullanma durumu diğer bireylerin özgürlük alanına müdahale ettiği takdirde dava yolu açıktır.

Av. Tuğsan YILMAZ

H.A.ÇABUK

Bir önceki kategori makalesi için; Sorumsuz ve İlgisiz Davranış En Çok Görülen Boşanma Nedeni